11. Ceza Dairesi 2017/12017 E. , 2020/1662 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında, “2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura kullanma“ suçlarını işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın faturaların gerçek alışverişlere dayandığını beyan ederek suçlamaları kabul etmemesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi bakımından;
1-Sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen mükellefler hakkında tanzim edilen vergi inceleme raporlarının tamamının dosyaya getirtilmesi; bu mükellefler hakkında “2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme“ suçlarından dava açılıp açılmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosyaya intikal ettirilmesi,
2-Gerektiğinde faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden, varsa mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan makbuzlar, diğer banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları düzenleyenlerin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak, faturaları düzenleyen mükellefler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,
3-Kabule göre de;
a)Sahte fatura kullanma suçunda her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı beyannamelerde kullanılan faturaların bir bütün halinde zincirleme şekilde sahte fatura kullanma suçuna vücut vereceği; dosya kapsamına göre, 2007 takvim yılında sahte fatura kullanma suçu yönünden suç tarihinin “25.01.2008”, 2008 takvim yılı yönünden “25.08.2008” olacağı; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 4369 sayılı Kanun ile değişik 359/b-1 maddesinde onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, aynı eylemin düzenlendiği 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun’un 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesinde ise üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü ve ceza miktarının suç tarihleri de dikkate alınarak bu doğrultuda belirlenmesinin gerektiği,
Somut olayda, “2007 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçu yönünden zamanaşımı hususu ve ceza miktarında yapılan değişiklikler de dikkate alınarak, her takvim yılında gerçekleştirilen eylemler yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında tek bir mahkûmiyet hükmü kurulması ve TCK"nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
b)Adli Emanetin 2013/59 sırasında kayıtlı faturaların dosyada delil olarak saklanması ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca müsaderesine karar verilmesi,
c)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 24.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.