20. Ceza Dairesi 2019/5342 E. , 2020/25 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : AKHİSAR 3. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1) Suç tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesi ile hüküm tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesi hükümlerinin ayrı ayrı uygulanıp karşılaştırma yapılması, sonucuna göre lehe Kanun’un tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, belirtilen nitelikte karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulması,
2) Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3) Suç tarihi itibariyle sabıkasız olduğu anlaşılan sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen 6 ay 20 gün hapis cezasının TCK 50/3 maddesi gereğince TCK 50/1. maddesinde belirtilen seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden “suça sürüklenen çocuğun sosyal ve ekonomik durumu göz önüne alındığından” yasal olmayan gerekçeyle TCK’nın 50. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
4) Sanık hakkında temyize konu 22.04.2013 tarihinde işlediği iddia olunan bu suçla ilgili olarak 02.07.2013 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, sanığın UYAP’tan alınan adli sicil kaydı incelendiğinde 06.05.2013 suç tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Akhisar 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/958 esas ve 2018/516 karar dosyasından mahkum olduğu ve kararın kesinleştiği, ayrıca UYAP kayıtlarında yapılan araştırmada 15.11.2012 suç tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 22.04.2013 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, yürütülen kovuşturma neticesinde Akhisar 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.04.2015 tarih – 2014/374 esas ve 2015/560 karar sayılı ilamında mahkum olduğu, dosyanın henüz Yargıtay’da olduğu anlaşılmış olmakla; derdest ise birleştirilerek, kesinleşmiş ise dosyaların aslı veya onaylı sureti getirtilerek bu dosya içine konularak tüm deliller birlikte değerlendirilip, sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
5) Akhisar 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 08.01.2014 tarih – 2013/527 esas ve 2014/25 karar sayılı ilamı ile verilen denetimli serbestlik kararının infazında çağrı kağıdı sanığın annesi ve babasına çıkartıldığı, süresi içinde müdürlüğe başvuru olmaması üzerine kaydın kapatılarak dosyanın mahkemesine iade edildiği, Akhisar 1. Sulh Ceza Mahkemesi 17.06.2014 tarih – 2014/405 esas ve 2014/690 karar sayılı ilamında mahkemenin 08.01.2014 tarih 2013/527 E. 2014/25 K. sayılı ilamı ile verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına karar verildiği, denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından çağrı yazısının sanığın babası Hakkı Artut’a çıkartıldığı, süresinde başvuru olmadığından infaz dosyasının mahkemesine iade edilmesi üzerine sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin kararına uymadığından bahisle yargılamaya devam olunarak mahkumiyet kararı verilmiş ise de; UYAP’tan alınan 02.07.2013 tarihli mernis kaydında sanığın velayetinin annesi Zahide Artut’a verildiği, babasına verildiğine dair bir evraka rastlanılmadığından denetimli serbestlik kararının infazı sırasında 18 yaşından küçük olan sanığın annesine çağrı kağıdının çıkartılması yerine babasına çıkartıldığı ve süresinde başvuru olmaması nedeni ile iade edildiği, sanığın savunmasında özetle "tebligatlar bana ulaşmadı" şeklinde beyanda bulunması karşısında, usulüne uygun sanığa yapılmış bir çağrı yazısının tebliği olmadığından tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yargılamaya devam edilerek mahkûmiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 06/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.