Hırsızlık suçundan, sanık ve suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık ve suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın suça sürüklenen çocukla birlikte katılanın kapısını çalıp, ikametinde büyü olduğunu ve bu büyüyü bozabileceğini söylediği, katılanın da kabul ettiği, katılana domates getirmesini ve bu domatesi iç çamaşırında ezmesini ardından içerisinde domates bulunan çamaşırının üzerinde besmele çekerek dönmesini söylediği ve altın istediği, katılanın, 1 adet 50 gr ağırlığında 22 ayar bilezik, 3 adet çeyrek altın, 2 adet yarım altın ve 1 adet tüm altını verdiği, sanığın katılandan aldığı altınları, içerisinde domates bulunan iç çamaşırın içerisine koyup çamaşırı yatak odasına attığı bu sırada ise altınları farkettirmeden aldığının iddia edildiği olayda; sanığın büyü bozacağını söyleyerek ziynet eşyalarını alması karşısında eylemin 5237 sayılı TCK"nın 158/1-a maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı olup, sanığın ve suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 06/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.