23. Hukuk Dairesi 2018/2378 E. , 2020/3303 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada menfi tespit, tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen 2015/575 Esas, 2019/119 Esas sayılı davaların reddine, birleşen 2010/16 Esas sayılı davada manevi tazminat yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, asıl ve birleşen 2016/688 Esas sayılı tazminat davasının kabulüne yönelik verilen hükmün Asıl ve birleşen 2010/16 E. davada davalı vekili ve birleşen 2009/119 E. ve 2015/575 E. sayılı davalarda davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde duruşmalı temyiz talebinde bulunan davacılar vekili avukat ... ile davalı vekili avukat ..."ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalının 24.12.2006 tarihinde otel grup sözleşmesi imzaladığını, müvekkilinin bu sözleşmeye dayanarak yurt içinde satış yaptığını ve müşterilerin 31.12.2006 tarihinde otele giriş yaptığını, ancak davalının oteli konaklamaya uygun hale getirmediğini, sözleşmeye aykırı davranışlar içerisine girdiğini, bu durumdan rahatsız olan müşterilerin bir kısmının oteli terk ettiğini, bir kısmının müvekkili aleyhine davalar açtığını, çeşitli firmaların bu olay nedeniyle müvekkili ile yaptığı anlaşmaları iptal ettiklerini, müvekkilinin ciddi prestij kaybına uğradığını, birleşen 2010/16 E. sayılı dosyada 100.000,00 TL maddi tazminat talep ettiklerini ileri sürerek, talep edilen (100.000,00-TL"sinin) mahsubundan sonra kalan, 790.978,06.-TL maddi tazminat taleplerinin kabulü ile, ilk davanın açıldığı 19.09.2008 tarihinden, bu talebin kabul edilmemesi halinde, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte, davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Birleşen 2010/16 E sayılı davada davacı vekili, müvekkili ile davalının 24.12.2006 tarihinde otel grup sözleşmesi imzaladığını, müvekkilinin bu sözleşmeye dayanarak yurt içinde satış yaptığını ve müşterilerin 31.12.2006 tarihinde otele giriş yaptığını, ancak davalının oteli konaklamaya uygun hale getirmediğini, sözleşmeye aykırı davranışlar içerisine girdiğini, bu durumdan rahatsız olan müşterilerin bir kısmının oteli terk ettiğini, bir kısmının müvekkili aleyhine davalar açtığını, çeşitli firmaların bu olay nedeniyle müvekkili ile yaptığı anlaşmaları iptal ettiklerini, müvekkilinin ciddi prestij kaybına uğradığını ileri sürerek, 100.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 2010/16 E sayılı davada davalı vekili, meydana gelen olaylarda müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, davacının, henüz hazırlıklar tamamlanmadan, müşterileri kararlaştırılan saatten önce otele getirdiğini, davacının müşterilerini yanıltıcı reklamlar verdiğini, otelin termal özelliğinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen 2015/575 E. davada davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 24.12.2006 tarihinde otel grup sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında davalıya 26.324,00 TL ödeme yapıldığını ve ayrıca müvekkillerince bakiye alacakların teminatı olması amacıyla miktarı yazılmadan bono keşide edildiğini, edimlerini yerine getirmeyen davalının bono üzerine 11.233,00 TL yazarak bu bedelin tahsili amacıyla müvekkilleri aleyhinde haksız olarak icra takibi başlattığını ileri sürerek, müvekkillerinin davalıya borçlu bulunmadığının tespiti ile %40 kötüniyet tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Birleşen 2009/119 E sayılı davada davacı vekili, taraflar arasındaki 24.12.2006 tarihli otel grup sözleşmesi kapsamında müvekkilinin davalıya toplam 26.000,00 TL ödeme yaptığını, ancak davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek, yapılan bu ödemenin istirdadını talep ve dava etmiştir.
Birleşen 2009/119 E sayılı davada davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, birleşen 2015/575 E. sayılı davanın kabulü ile, davacı şirketin 11.233,00 TL bedelli bonodan dolayı davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, birleşen 2009/119 E sayılı davanın kısmen kabulü ile, 15.472,35 TL"nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, birleşen 2010/16 E sayılı davada, maddi tazminat isteminin reddine ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline dair verilen karar, birleşen davalarda taraf vekillerinin temyizi üzerine, Dairemizin 14.01.2015 tarihli ve 2014/10398 E., 2015/40 K. sayılı ilamıyla, birleşen 2015/575 E. sayılı davanın konusunu teşkil eden bononun ortaya çıkan cari hesap alacağına dayalı olarak düzenlendiği, bu itibarla artık, hizmetin ayıplı ifa edildiğinden bahisle hizmet bedeline ilişkin olarak düzenlenen bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti ve peşin ödenen hizmet bedelinin istirdadının istenemeyeceği gözetilerek, birleşen 2010/119 E. ve 2015/575 E. sayılı davaların reddine karar verilmesi gerektiği, birleşen 2010/16 E. sayılı davada davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden dava dışı ..."s isimli firmanın davacı ile yaptığı sözleşmeyi feshetmiş olmasının dava konusu olayla doğrudan bağlantılı olduğu gözetilerek davacının maddi tazminat istemine konu iddialarını ve tüm delillerini değerlendiren ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, asıl davanın kabulü ile 790.978,06 TL tazminatın ek dava tarihi olan 28.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, birleşen 2010/16 E.sayılı dava dosyasında açılan manevi tazminat istemine ilişkin mahkeme kararı kesinleşmiş olduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, maddi tazminat isteminin kabulü ile 100.000,00 TL tazminatın ilk dava tarihi olan 19.09.2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, birleşen 2010/119 E. ve 2015/575 E. sayılı davaların reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen 2010/16 E. davada davalı vekili ve birleşen 2009/119 E. ve 2015/575 E. sayılı davalarda davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Birleşen 2009/119 E. ve 2015/575 E. sayılı davalarda davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, birleşen davalarda davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Asıl ve birleşen 2010/16 E. davada davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Asıl ve birleşen davada dava tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de, gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Dava dışı ..."s isimli firmanın davacı ile yaptığı sözleşmeyi feshetmiş olmasının dava konusu olayla bağlantılı olduğu gözetilmiş ise de, davacının anılan firmanın fesih tarihinden itibaren aynı şart ve koşullarla yeni bir firmayla acentalık hizmet sözleşmesi yapması için gereken makul süre tespit edilmemiş ve geçecek makul süre kadar yoksun kalınan kâr kaybı talep edebileceği dikkate alınmamıştır.
Bu durumda mahkemece, davacının aynı nitelikte ve aynı şartlarla başka bir acentalık sözleşmesi imzalaması için gereken makul sürenin tespit edilmesi, tespit edilecek makul süre kadar kar kaybının hesaplanmasında TBK"nın 408. maddesinin kıyasen uygulanması, ayrıca tazminatın belirlenmesinde TBK’nın 52. maddesinin gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak, aynı bilirkişi kurulundan veya konusunda uzman başka bir bilirkişi kurulundan açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen 2009/119 E. ve 2015/575 E. sayılı davalarda davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen 2010/16 E. sayılı davalarda davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı eksik yatırılan temyiz harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan temyiz harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan asıl ve birleşen davalarda davalı yararına takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davalarda davacıdan alınarak, asıl ve birleşen davalarda davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.