14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/1895 Karar No: 2010/3287 Karar Tarihi: 25.03.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/1895 Esas 2010/3287 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/1895 E. , 2010/3287 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.09.2004 gününde verilen dilekçe ile irtifak hakkına elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.03.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, irtifak hakkına dayalı elatmanın kal suretiyle önlenmesi istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Uyuşmazlık 26 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapıya ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 718. maddesi hükmüne göre arazi üzerindeki yapılar mülkiyet hakkı kapsamındadır. Dosyada yer alan tapu kaydından taşınmazın davalı dışında Fatma, Engin, Metin adına da paylı mülkiyet rejimine tabi olarak kayıtlı olduğu görülmektedir. Türk Medeni Kanunu m.688’de paylı mülkiyet “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmaları” şeklinde ifade edilmiştir. Bu tanıma göre paylı mülkiyetin söz konusu olabilmesi için; birden fazla kişinin bir mala paylı malik bulunması ve bu malın malikleri arasında maddi olarak paylaşılmış olunmaması gerekir. Paylı mülkiyette, mülkiyet hakkına sahip birden ziyade kişi olmasına rağmen, eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı mevcut bulunur. Eşya üzerindeki bu tek mülkiyet hakkı malikler arasında bir paylı mülkiyet birliği meydana getirir. Her paydaş mülkiyet hakkının belli bir payına sahip olur. Dolayısıyla, tapu kayıt maliklerinin tamamı üzerindeki binada mülkiyet hakkı sahibidir. Arazi üzerindeki binanın yıkımı kayıt maliklerinin tamamının hukukunu etkileyeceğinden davalı dışındaki kayıt malikleri davada taraf durumunu almadan aleyhlerine hüküm ve sonuç meydana getirecek şekilde karar tesisi mümkün değildir. Eksik taraf teşkili ile davanın yazılı olduğu şekilde kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 25.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.