Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığın temyizden feragat iradesinin bulunmadığı, feragat nedeniyle temyiz isteminin reddine dair ek karar hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar açısından yapılan incelemede, 5271 sayılı CMK"nın 288. maddesinin ""Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır."", aynı Kanunun 294. maddesinin ""Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir."" ve aynı Kanunun 301. maddesinin ""Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar."" şeklinde düzenlendiği de gözetilerek sanık ve müdafiinin temyiz isteminin cezanın fazla olduğuna ve lehe yasa hükümlerinin uygulanmamasına yönelik olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik yapılan incelemede; Oluş ve dosya içeriğine göre, sanığın olay tarihinde müştekiye ait işyerine gelip alışveriş yapma bahanesiyle saati çaldığı şeklinde gerçekleşen olayda, sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesince verilen istinaf isteminin esastan reddine dair karar hukuka uygun bulunduğundan, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, 5271 sayılı CMK"nın 302/1. maddesi uyarınca, usul ve yasaya uygun olan bölge adliye mahkemesi kararına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ ile HÜKMÜN ONANMASINA, 22/06/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.