Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5549
Karar No: 2017/7016
Karar Tarihi: 20.06.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/5549 Esas 2017/7016 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/5549 E.  ,  2017/7016 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    .

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vasisi ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-
    Davacı vekili; davalı borçlu ..."in diğer davalı ..."a .... ili, ... ilçesi, .... Mah. ..., 14430 ada, 6 parselde kayıtlı 414,01 m2 alanlı arsayı 30.10.2007 tarihinde ... yevmiye ile ... ili, .... ilçesi, ... Mah....pafta, 14430 ada, 7 parselde kayıtlı 720,60 m2 alanlı arsayı 30.10.2007 tarihinde ... yevmiye numarası ile muvazaalı olarak devredildiğini belirterek müvekkili bankanın ... 2. İcra Müdürlüğünün 2008/9486 esas sayılı dosyasındaki alacağının semeresiz kalmaması için dava konusu taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir konulmasını, davalı borçlu ... tarafından diğer davalı ......"a ... 2. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğünün 30.10.2007 tarih ve 25355 yevmiye numaralı resmi senedi ile muvazaalı olarak devredilen ... ili, ..., ilçesi, ... Mah. 14430 ada, 6-7 parsel, 414.01-720.60 m2 taşınmazlar üzerinde yapılan tüm tasarruf işlemlerinin İİK. m. 44, m. 277 ve devamı maddelere gereğince iptali ile eski hale iadelerine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; açılan davanın kabulüyle, dava konusu ... ili, .... ilçesi, .... mahallesi,...pafta, 14430 ada, 6 ve 7 parselde kayıtlı taşınmazların davalı borçludan diğer davalıya yapılan 30.10.2007 tarihli tapudaki resmi devrine ilişkin tasarrufun iptaline, İİK m. 280 gereğince davacıya bu taşınmazların cebri icra yoluyla satışına izin verilmesine, karar verilmiş; hüküm,davalı ... vasis... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava İİK’nın 277 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilen bir yükümlülüğünün gerekçeli kararda hüküm altına alınmamış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir.
    Tefhim edilen hüküm başka gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
    Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK.’nun 381.-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK m. 294-297), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK m. 297/II); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
    Somut uyuşmazlıkta, yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı 18/06/2013 tarihli kısa kararında "Açılan davanın kabulüyle, dava konusu dava dilekçesinde tapu bilgileri yazılı taşınmazların davalı borçludan diğer davalıya yapılan 30.10.2007 tarihli tapudaki resmi devrine ilişkin tasarrufun iptaliyle, İİK m. 280 gereğince davacıya bu taşınmazların cebri icra yoluyla satışına izin verilmesine,” denildiği halde gerekçeli kararda “Açılan davanın kabulüyle, dava konusu ... ili, .... ilçesi, ... mahallesi,..., 14430 ada, 6 ve 7 parselde kayıtlı taşınmazların davalı borçludan diğer davalıya yapılan 30.10.2007
    tarihli tapudaki resmi devrine ilişkin tasarrufun iptaline, İİK m. 280 gereğince davacıya bu taşınmazların cebri icra yoluyla satışına izin verilmesine,” şeklinde yazıldığı görülmektedir.Bu durum HMK"nin 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    Kabule göre de; tasarrufun iptal davalarında amaç, borçlunun haciz veya iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Burada dava, taşınmazın aynına yönelik ayni bir dava olmayıp, alacağın tahsiline yönelik şahsi nitelikte bir davadır. İİK"nın 283/1.maddesinde davacının iptal davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını elde edeceği, davalı 3.kişi üzerindeki kaydın tashihine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceği hükme bağlanmıştır. Mahkeme gerekçesinde bu yön gözardı edilerek mutlak muvazaa nedeniyle 30.10.2007 tarihli tasarruf kesin hükümsüz olduğundan, davalı takip borçlusu ... adına tesciline karar verilmesi gerektiği belirtilmeside isabetli değildir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davalı ... vasisi... vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre bu aşamada davalı ... vasisi ...... vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... (vasi: ...)"a geri verilmesine 20/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi