Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/5779 Esas 2015/12414 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5779
Karar No: 2015/12414
Karar Tarihi: 30.03.2015

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/5779 Esas 2015/12414 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2015/5779 E.  ,  2015/12414 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
    DAVA : Davacı, yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, yıllık izin ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemenin 05.10.2010 gün ve 2009/1212 E. - 2010/481 sayılı kararının davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 25.03.2013 gün ve 2011/2873 E. 2013/10018 K. sayılı ilamı ile özet ve sonuç olarak “Anayasanın 141 inci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus HUMK. da da hüküm altına alındığı gibi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Öncelikle, Mahkemece verilen karar yasal gerekçeden yoksundur. Hiçbir açıklama yapmadan bilirkişinin belirlediği tespit ve değerlendirilmelere mahkememizce aynen iştirak olunarak şeklindeki açıklama Anayasanın 141. maddesinin ve HUMK. nun aradığı anlamda gerekçe değildir. Ayrıca hükmüne uyulan bozma kararını yorumlama görevi Mahkemeye ait olup, bilirkişinin Dairemizin bozma kararını eleştirme hakkı yoktur. Bu nedenlerle Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklanan hukuki saptamalar usulüne uygun şekilde değerlendirilerek, bozma kararına uygun şekilde karar verilmesi gerekirken, bilirkişinin görevini aşarak yaptığı yoruma Mahkeme kararındaki yazıma göre aynen iştirak olunarak gerekçesiz şekilde karar verilmesi hatalı olup, kararın tekrar bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmuştur ve “ Dosyada mevcut 02.06.2010 tarihli bilirkişi raporundaki hizmet cetvelinden açıkça anlaşılacağı üzere mevsimlik işçi olarak çalışan davacının, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre 11 ayı aşan çalışması bulunmadığı” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Mahkemece davalı vekilinin cevap dilekçesinde belirttiği açıklamalar ve kabulü karşısında davalı tarafından tahakkuk ettirilen brüt 5400 TL’nin hüküm altına alınması gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi tekrar bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 30.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.