Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/22088
Karar No: 2013/192
Karar Tarihi: ...01.2013

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2012/22088 Esas 2013/192 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2012/22088 E.  ,  2013/192 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE ... MAHKEMESİ

    Dava dilekçesinde ....100 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
    Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların murisi ........."ın maliki olduğu 3485 parseldeki taşınmazını muvazaalı olarak davalıya sattığını, davalı hakkında tapu iptal – tescil davası açtıklarını, davanın kabul edildiğini belirterek, 08.03.2007-31.....2010 arası ....100 TL ecrimisilin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevabında, tapu iptal-tescil kararının kesinleşmediğini, tapunun davalı adına kayıtlı olduğunu beyan etmiştir.
    Mahkemece, dava tarihinde tapu kaydının davalı adına kayıtlı olduğunu, tapu iptal-tescil kararının dava tarihinden sonra kesinleştiğini belirterek, ecrimisil davasının şartları oluşmadığından bahisle, davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Dava konusu 3485 parselde kayıtlı taşınmazın davacıların murisi adına kayıtlı iken 08.03.2007 tarihinde muris tarafından davalıya satıldığı, ..... ....Asliye ... Mahkemesi"nin 2010/335 E., 2011/363 K. sayılı dosyası ile davalı adına kayıtlı taşınmazın “muvazaa sebebiyle” tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline 25.05.2011 tarihli kararı ile karar verildiği, hükmün ....... Dairesinin onama ilamı ile kesinleştiği, bu davanın ise karar tarihinden sonra ....06.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    Davada, dava konusu taşınmazın haksız kullanımı nedeniyle ecrimisil talep edilmektedir.
    Genel kural olarak herhangi bir yasa veya düzenleyici kural yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu olarak da yasaların geriye yürümeyecekleri benimsenir. Tamamlanmış hukuki durumları yeni yasa ve düzenleyici kuralın etkilememesi, onlar üzerinde hukuki sonuçlar doğurmaması kazanılmış hakların saklı tutulması amacını güder.
    Bilindiği gibi bir hukuki işlemin konusu (içeriği) itibariyle olduğu gibi meydana gelişi bakımından emredici ... kurallarına aykırı olabilir, işlemin meydana gelişine ilişkin olan emredici ... kurallarına hukuki işlemin unsurlarını oluşturan, onun mevcudiyeti şartlarını belirleyen şekli nitelikli hükümlerdir ve bu özellikleri itibariyle konuya (içeriğe) ilişkin olan maddi nitelikteki hükümlerden ayrılırlar. Şekli nitelikteki emredici ... kurallarına aykırılık halinde kurucu unsurlarını, örneğin irade beyanının, icap kabulün bulunmaması halinde hukuki işlem şeklen dahi meydana gelmemektedir; İsviçre, Alman ve Türk Hukukunda hukuki işlemin şekli unsurlarını tespit eden emredici ... kurallarına aykırılık sebebiyle hukuki işlemin mevcudiyet kazanmaması halinde hukuki işlemin yokluğundan söz edilir. (Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü Prof.Dr. Erdoğan Moroğlu 1993)
    Butlan sebeplerine gelince, genel olarak butlan halleri, Borçlar Kanununun ... ve ....maddelerinde belirtilmiştir. Bu hükümlere göre; konuları bakımından imkansız veya emredici ... kurallarına yahut ahlak ve adaba aykırı olan hukuki işlemler butlan nedeniyle geçersizdir. Kanunen uyulması zorunlu olan ve aksi kararlaştırılamayan ... kuralları, emredici özellikleri itibariyle mutlak ve nisbi emredici hükümler diye iki gurupta toplanırlar. İsviçre- Türk Hukukunda özel, ilişkin, emredici hükümlere aykırılık halinde mutlak butlandan söz edilir. Başka bir anlatımla, butlan durumunda hukuki işlem şeklen mevcut olmakla beraber amaçlanan hükümleri doğurmaz. (HGK. 29.05.2002 gün ...-441-433 K.)
    Belirtmek gerekir ki, Yasa"nın şekil, ehliyet ve içerik bakımından aradığı koşulları içermeyen hukuki işlem mutlak olarak geçersizdir; dolayısıyla da hiçbir hukuki sonuç doğurmayan böyle bir işlem, hüküm ifade etmez. Oysa; bireyin iradesinin bir görünüşü olan hukuki işlem, subjektif hakların başlıca kaynaklarından birini oluşturur, bu nedenle hukuki işlemin bir varlığı ve kıymeti vardır. Bu nedenle geçersizlik olgusunun varlığı durumunda, maddi bir olay olan hukuki işlemi, bizzat kendine etki ederek onu tamamen kaldırır ve bir yerde geçersiz işlem yokluğa eşittir; (geçersizliğin niteliğini açıklayan klasik görüş için bkz. Jale Güral, Hükümsüzlük Nazariyeleri Karşısında Türk Medeni Kanunu Sistemi, sh. 31 vd. ). Çok özel durumlarda Medeni Kanun"un ....maddesinden hareketle geçersiz sözleşmeden hukuki sonuçlar çıkarılması, bu yargıyı değiştirmez (HGK. ........1993 gün ...-125-711 K.), (YİBK. 30.09.1988 gün ve .../... sayılı Kararı).
    Bilindiği üzere; Hukukumuzda, diğer çağdaş ... sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları, satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyiniyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla, Medeni Kanunun ....maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989, tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023.maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.

    Öte yandan, bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyiniyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke MK.nun 1023.maddesinde aynen “tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan ....kişinin bu kazanımı korunur” şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin ....fıkrasına göre “Bir ayni hak yolsuz olarak tecil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken ....kişi bu tescile dayanamaz” biçiminde öngörülmüştür (..............., ... ....H.D. 01.04.........).
    Uyuşmazlık, Türk Medeni Kanununun 906, 908.maddeleri ile ilgilidir. Davalı iyiniyetli ise, tazminatla yükümlü olmayacak, suiniyetli ise sorumlu kılınacaktır.
    Türk Medeni Kanununun 906.maddesinde öngörülen hüsniniyet maddedeki "...mevcudiyetine kani olduğu hakkına muvafık surette istifade..." sözcüklerinden de anlaşılacağı üzere anılan Kanunun ....maddesinde düzenlenen subjektif hüsniniyettir. Diğer deyişle "eğer zilyet" a) gerek intikali yapan kimsenin ehliyet veya selahiyetinde, gerek muamelenin şartlarında, şeyin zilyetliğini kendisine muteber bir şekilde geçirmeye mani bir sebebin bulunduğunu bilmiyorsa ve b) bilmeyişi mazur görülebilir mahiyette ise; başka bir ifade ile ahvalü vaziyete göre beklenen ihtimam ve dikkati sarfettiği halde bilemeyecek durumda ise o hüsniniyetli bir zilyettir ve MK.m.906, 907"deki hükümlere tabidir. Aksi halde suiyiniyetli zilyettir (.......... ve Şumulü, İst.1961, sh.126,127, 131).
    O halde, olayda sağlıklı bir sonuca varabilmek için hukuki sebebe istinat etmeyen tescil işleminin mülkiyet hakkını intikal ettirip ettiremeyeceği hususunu ve tapu kaydının iptaline ait mahkeme kararının niteliğini tesbitte zorunluluk vardır.
    Davalı üzerindeki tapu kaydının butlan suretiyle tesis edildiği mahkemece kabul edildiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu iptal nedenine göre davalıyı iyiniyetli kabul etmek mümkün değildir. Kesinleşen iptal kararı bir adli gerçeği ifade edip, bunun aksinin iddia edilmesi ... bakımından kabul edilebilir bir iddia niteliği taşıyamaz. Tapu kaydının davalı üzerinde olması davalının iyiniyetli kabulünü gerektirir bir neden teşkil edemez.
    Tescil hukuki sebebe bağlı bir işlemdir. Diğer deyişle hukuki sebepten yoksun bir tescil yolsuz tescildir ve mülkiyetin intikalini sağlamaz (..., İst.1954,sh.194; ...... Eşya Hukuku, İst.1982, sh.369; ..... Türk Eşya Hukuku,......, 326, 381, 549).
    Tapuda malik gözüken davalı aslında gerçek malik olmayıp, tescil hukuki sebepten yoksun bulunduğundan gerçek malik davacılardır. Tapuda malik olarak davalının gözükmesi onun hukuki açıdan mülkiyet hakkını kazandığını göstermez.

    Taşınmazı teslim almış olan sadece ödediği bedeli kendisine iade edilinceye kadar hapis hakkına sahiptir. Teslim keyfiyeti mülkiyetin naklinde gözönünde tutulacak bir husus değildir.
    Taşınmazın mücerret teslimi ifa olarak kabul edilemez, ifa kabul edilirse o zaman eldeki ifa davasının anlamını izah mümkün olmaz.
    Tapu Sicilinin aleniyeti ilkesi karşısında taşınmazı teslim alırken o tarihte malikin kim olduğunu Tapu Dairesinde incelemeyen ve şekil, ehliyet bakımından yasanın aradığı koşulları ihtiva etmeyen hukuki işlem mutlak olarak geçersiz olup; bunu incelemeyen kimsenin Medeni Kanun"un ....maddesi karşısında iyiniyetli olduğu da kabul edilemez.
    Tescile sebep teşkil eden akit muteber olmadığı durumlarda mülkiyetin intikal etmeyeceği ve tapunun ipteline ilişkin yargı kararlarının beyani (izhari) bir karar olduğu, inşai nitelikte olmadığı, tashih davasının bir tesbit davası bulunduğu hususu doktrinde de kabul edilmektedir (...., 1050). Bu bakımdan davalının tapusunun iptaline ilişkin karar kesinleştiği tarihe kadar davalıdan herhangi bir talep de bulunulmayacağı görüşüne de iştirak mümkün değildir. Olayda gerçek bir bedel mukabilinde satış sözkonusu olmadığından, satış parası iade edilinceye kadar yararlanma hakkı tanıyan ....07.1940 gün, .../77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanması da mümkün olmamıştır. (....-771)
    Bu durumda, geçersiz satım sözleşmesi ile taşınmaz iktisap eden davalının iyiniyetli olmadığı anlaşıldığına göre, mahkemece; davanın esası hakkında inceleme yapılarak alınacak bilirkişi raporu sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine ilişkin hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ....01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi