16. Hukuk Dairesi 2015/6411 E. , 2016/5067 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 378 parsel sayılı 36.250 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal nedeniyle ..., ..., ..., ... ve ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece verilen süre içinde davacı tarafın keşif avansını yatırmadığı, bu nedenle keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 36. maddesinin ispat külfeti kendisine düşen taraf aleyhine uygulanabilmesi için, öncelikle taraflardan tanık ve diğer delil listelerinin alınması, dayanılan kayıtlar varsa celbedilip dosyaya konulması, komşu parsel tutanak ve dayanaklarının getirtilmesi, yerel bilirkişi adaylarının isimlerinin zabıta aracılığı ile tespit edilmesi, kısaca dosyanın keşfe hazır hale getirilmiş olması gerekir. Bundan sonra belirlenecek keşif günü ile ilgili ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, taraf tanıkları, uzman bilirkişilere verilecek ücretler, vasıta parası ve yapılacak tebligatlarla ilgili masraflar kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgililere makul bir süre tanınmalı, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da, bilirkişi adayları, taraf tanıkları ve uzman bilirkişilere çıkarılacak davetiyelerin muhatabına ulaşabilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına özen gösterilmeli, bu ara kararına uymamanın sonuçları, hazır bulunan tarafa ihtar edilip, hazır bulunmayanlara usulen tebliğ edilmelidir. Mahkemece verilen kesin süre 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 36. maddesine uygun değildir. Somut olayda; 22.08.2014 tarihli oturumda davacı vekiline keşif avansı yatırması için 2 haftalık kesin süre verildiği, keşif avansını yatırmadığı takdirde keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağını içeren meşruhatlı davetiyenin 04.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği, keşif gününün ise 24.09.2014 tarihi olarak belirlendiği anlaşılmıştır. Tebligatın yapıldığı tarih itibari ile keşif ücretinin yatırılması halinde dahi mahalli bilirkişi ve tanıklara tebligat gönderilmesi için yeterli süre kalmamaktadır. Zira tebligatların da yapılabilmesine olanak verilecek şekilde keşif günü belirlenmeden kesin süre verilemez. O
halde; dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra davacı tarafa keşif masrafını yatırması için makul süre verilip, masraf yatırıldığında arazi başında keşif icra edilip, tarafların tüm delilleri değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir. Yanlış değerlendirme sonucu yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün BOZULMASINA, 03.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.