2. Ceza Dairesi 2011/26325 E. , 2013/5818 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 4 - 2008/223244
MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/03/2008
NUMARASI : 2007/336 (E) ve 2008/141 (K)
SANIKLAR : Ö.. G.., L.. Y..
SUÇ : Hakaret
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Üst Cumhuriyet Savcısının sanıklar lehine temyiz isteminden vazgeçtiği, sanıklar Ö.. G.. ve L.. Y..’in temyiz istemlerinin kendileri ile ilgili hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede,
Sanıkların, takdiri indirim nedenlerinin uygulanması yönünde herhangi bir taleplerinin bulunmadığı, 5237 sayılı TCK’nın 62.maddesinde düzenlenen takdiri indirim nedenlerinin uygulanıp uygulanmayacağının mahkemenin takdirinde olduğu ve takdir hakkının uygulanmaması yönünde kullanıldığı anlaşıldığından, tebliğnamedeki bu konuya ilişkin bozma düşüncesine katılınmamış,
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1)- Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir.
Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 Sayılı TCK’nın 125/1.maddesinde, hapis ve adli para cezası biçimindeki seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3.fıkrasının (a).bendinde yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan, Yasada hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörülmesi nedeniyle, seçenekli yaptırımlardan neden hapis cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçenin gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçeler gösterilmesi,
2)-5237 Sayılı TCK’nın 53.maddesinin 1.fıkrasının ( c ).bendinde yer alan hak yoksunluklarının kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ise mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağı gözetilmeden, anılan hakların yönelik olduğu kişiler bakımından bir ayrım yapılmadan, sanıkların; velayet, vesayet ve kayyımlığa ait haklardan koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi,
3)-Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olan sanıklar hakkında belirlenen hapis cezalarının ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, 5237 Sayılı TCK’nın 51/1.maddesinin (b).bendinde belirtildiği gibi “suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdikleri pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyecekleri konusunda mahkemede bir kanaatin oluşup oluşmadığının” irdelenmesi gerekirken “sanıkların kişilikleri hakkında mahkemede olumlu kanaat oluşmadığı” biçimindeki yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
4)-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/ 11-250 esas 2009/13 karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanıklara yüklenen hakaret suçundan doğan maddi bir zararın bulunmadığı, dosya içerisinde bulunan adli sicil kayıtlarında sanıkların herhangi bir mahkumiyetlerinin gözükmediği, ancak elektronik ortamda UYAP’tan alınan adli sicil kaydında sanık Ö.. G..’in Karadeniz Ereğli 1.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 25.09.2007 tarihli ve 2003/210-275 sayılı kararı ile kasten yaralama suçundan 228 TL adli para cezasına mahkum olduğuna dair bilgiler bulunduğunun anlaşılması karşısında, anılan ilam getirtilip, dosyada bulunan adli sicil kaydı ile UYAP’tan alınan adli sicil kaydındaki bilgilerin çelişkisi giderildikten sonra, hükmolunan cezanın tür ve süresi itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel bir durumunun bulunmadığı anlaşılan sanık Lokman ile sanık Ömer’in daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmadığının tespit edilmesi halinde, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyecekleri hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, “şartları ve koşulları oluşmadığı” biçimindeki yasal olmayan ve yetersiz gerekçeye dayanılarak sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Ö.ve sanık L. temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 20.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.