23. Ceza Dairesi 2016/7896 E. , 2016/7549 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık, basit dolandırıcılık.
HÜKÜM : Mahkumiyet
1) Sanık ... hakkında; mağdur ..."a yönelik eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 157/1, 52/2-4, 53 maddeleri uyarınca 4 yıl hapis ve 10.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, mağdur ..."ya yönelik eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 158/1.a, 52/2-4, 53 maddeleri uyarınca 6 yıl hapis ve 14.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve ayrıca aynı Kanunun 58. maddesi gereğince, verilen hapis cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezaların infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,
2) Sanık ... hakkında; ..."a yönelik eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 157/1, 52/2-4, 53 maddeleri uyarınca 3 yıl hapis ve 600 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, mağdur ..."ya yönelik eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 158/1.a, 52/2-4, 53 maddeleri uyarınca 4 yıl hapis ve 8.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına)
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay tarihinde daha önce tanımadıkları ve yol kenarında beklemekte olan mağdur ..."ın yanına gelen sanıkların, mağdur ile yaptıkları sohbet sırasında, fakir kişilere yardım etmek istediklerini; ancak kendilerinde Türk parası bulunmadığını, yanlarında bulunan dövizi bozup bozmayacağını sormaları üzerine, bu duruma aldanan mağdura, ellerinde bulunan ve hiç bir değeri bulunmadığı tespit edilen Peru paralarını verip, karşılığında 1.000 TL parasını alarak haksız menfaat temin ederek olay yerinden ayrıldıkları ve aynı gün mağdur ... ile karşılaştıklarında ise Kuran kursunun nerede olduğunu sordukları ve bu şekilde namazdan geldiğini bildikleri mağdur ile yaptıkları sohbet sırasında; fakir kişilere yardım etmek istediklerini belirterek bu duruma inanan mağdura, aynı şekilde tedavülden kalkmış olduğu belirlenen Peru paralarını vererek karşılığında 900 TL parasını alarak haksız menfaat temin ettikleri, söz konusu paraların hiç bir değerinin bulunmadığını anlayan mağdurlar tarafından ihbar edilmeleri üzerine, benzer eylemleri nedeniyle yapılan araştırma sonucunda bir otelde yakalanan ve mağdurlar tarafından karakolda kesin bir biçimde teşhis edilen sanıkların, bu şekilde yardım yapacaklarına dair yalan söyleyerek mağdurların dini duygularını istismar etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1.Mağdur ..."a yönelik eylemlerinden dolayı verilen hükümlere yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Oluşa, sanıkların ikrar içeren savunmalarına, mağdur ve tanık beyanlarına, kamera görüntülerine, teşhis tutanaklarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanıkların, sabit görülen eylemlerinin, basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ..., sanık ... ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2.Mağdur ..."ya yönelik eylemleri nedeniyle verilen hükümlere yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, Sanık ..., Sanık ... ve müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1. Dolandırıcılık suçunun dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi, bu suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren bir durum olarak TCK"nın 158/1-a maddesinde düzenlenmiştir. Madde gerekçesine göre, burada dikkat edilmesi gereken husus, dinin bir aldatma aracı olarak kullanılmasıdır. Din, bir topluluğun sahip olduğu kutsal kitap, peygamber ve Allah kavramını da genellikle içinde bulunduran inanç sistemi ve bu sisteme bağlı olarak yerine getirmeye çalıştığı ahlaki kurallar bütünüdür. Dini inanç, dine inanan, belirli bir dine mensup kişinin duygularıdır. Bir insanın dini inanç ve duyguları ile, doğup büyüdüğü, terbiyesini aldığı ailesi, çevresi ve içinde bulunduğu toplum arasında çok sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Bu nitelikli unsurun gerçekleşebilmesi ve suçun oluşabilmesi için, dini kurallara bağlı olanların, önem verdiği değerler, dini inanç ve duygular aldatma aracı olarak kötüye kullanılmalı, bu suretle gerçekleştirilen hile ile haksız bir yarar da sağlanmış olmalıdır.
Somut olayda; sanıkların, mağdur ... ile karşılaştıklarında sadece Kuran kursunun nerede olduğunu sordukları ve bu şekilde namazdan geldiğini bildikleri mağdur ile yaptıkları sohbet sırasında; fakir kişilere yardım etmek istediklerini belirterek bu duruma inanan mağdura, aynı şekilde tedavülden kalkmış olduğu belirlenen Peru paralarını vererek karşılığında 900 TL"sini almak suretiyle haksız menfaat temin etmeleri şeklinde gerçekleştirdikleri eylemlerinin, 5237 sayılı TCK"nın 157/1. maddesinde tanımlanan dolandırıcılık suçunu oluşturduğu ve bu suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek nitelikli dolandırıcılık suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
2. TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..., sanık Serkan Aydoğdu ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.