Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/663
Karar No: 2017/6979
Karar Tarihi: 20.06.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/663 Esas 2017/6979 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/663 E.  ,  2017/6979 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen maddi tazminat talebi yönünden kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili 23/10/2007 tarihinde sürücü ... yönetimindeki... plaka sayılı olan ve davalı her iki şirkete ait aracın, müvekkillerinin oğlu/kardeşi olan ..."a çarpması sonucu ölümüne neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 3.000 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacıların uğradığı manevi zarar nedeniyle anne ... için 10.000 TL ve kardeşler için ayrı ayrı 3.000"er TL manevi tazminatın davalılar ... ve ... Ltd Şti ve ... San. Tic.AŞ den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile; maddi tazminata ilişkin taleplerin reddine, her bir davacı için 2.500,00 er TL manevi tazminatın haksız fiilin vuku bulduğu tarihten
    itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ... dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-6100 Sayılı HMK."nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK."nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890,00 TL’ye çıkarılmıştır.
    Temyize konu karar anılan tarihten sonra verildiğinden davacı kardeşler ...,...,...,...,...,... ve ... için reddedilen 500,00 er TL manevi tazminat miktarları yönünden ayrı ayrı kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekilinin temyiz dilekçesinin bu davacılar yönünden reddedilen manevi tazminat yönünden miktar itibariyle reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle, manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre,davalılar ... ...AŞ ve ... vekillerinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Davacılar vekilinin maddi tazminata yönelik temyiz itirazları yönünden;
    Dava, trafik kazası sonucunda ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45. maddesinde;(4) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder... Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır…” hükmü getirilmiştir.
    Öte yandan, mülga 1086 sayılı HUMK"nun 163. maddesi ile 6100 sayılı HMK"nun 94. maddesi uyarınca kesin süreye ilişkin ara kararının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olması taraflara yüklenen yükümlülüklerin, yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her iş için yatırılacak ücretin hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması gerekir. Ayrıca verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır. Bazı hallerde kesin sürenin kaçırılması, o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, davanın kaybedilmesine neden olmaktadır. Böyle bir durumda, geciken adaletin adaletsizlik olduğu düşünülerek, davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere getirilen kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bu cümleden olarak, kesin sürenin usulüne uygun şekilde verilmesi ve amacına uygun olarak kullanılması gerekir.
    Bu yasal düzenlemeler göstermektedir ki, hakimin verdiği sürenin kesin olduğunu usulünce karara bağladığı hallerde, kesin süreye uymayan tarafın bu delile dayanma olanağı kalmaz. Kesin süre tarafların yanında hakimi de bağlayacağından uyulmaması halinde, gereğinin hakim tarafından hemen yerine getirilmesi gerekir. (YHGK.nun 12.12.2012 gün 2012/9-1170 E.2012/1172 K.)
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; Dosya kapsamına göre Mahkemece 05.03.2013 tarihinde yapılan duruşmada verilen ara karar ile aktüer raporu alınması için davacılar vekilince 180,00 TL bilirkişi ücreti ve posta masraflarının karşılanmasına karar verilmiş, 28.05.2013 tarihli duruşmada verilen ara kararı ile ise davacılar vekilince 300,00 TL gider avansı yatırılmasına ve talimat gidiş geliş, tebligat ve posta giderleri ile 180,00 TL bilirkişi ücretinin buradan karşılanmasına karar verilerek bu konuda davacılar vekiline 2 haftalık kesin süre verilmiş ancak kesin süreye uymamanın sonuçları açısından yasanın öngördüğü şekilde usulüne uygun bir ihtarat yapılmamıştır.
    17.12.2013 tarihli celsede Mahkemece,kesin süre içerisinde ücretin yatırılmamış olması nedeniyle davacı tarafın bilirkişi incelemesinden vazgeçmiş sayılmasına ve hesap bilirkişi raporu alınmadan karar verilmesinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle maddi tazminat yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    28.05.2013 tarihli celsede 300,00 TL gider avansının mahkeme veznesine depo edilmesi için usulüne uygun şekilde ihtaratlı kesin süre verilmediği gözetilerek bu konuda davacılar vekiline (yukarıda açıklandığı üzere) usulüne uygun şekilde kesin süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın maddi tazminat yönünden usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Kabule göre de, davalı Güvence Hesabı hakkındaki dava reddedilmiş olmasına rağmen gerekçede bu hususa değinilmemiş olması ve hüküm fıkrasında davalı Güvence Hesabının diğer davalılarla birlikte harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... için reddedilen manevi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... Alışveriş Hizm.Gıda San Ve Tic. AŞ ve ... vekillerinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara ve davalı ..."na geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 682,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ... Alışveriş Hizm.Gıda San Ve Tic AŞ ve ..."dan alınmasına 20.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi