1. Hukuk Dairesi 2014/12843 E. , 2015/14845 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ELAZIĞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2014
NUMARASI : 2012/198-2014/23
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat, elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece, tazminat, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne, ecrimisil isteğinin reddine ilişkin olarak verilen karar davalı TOKİ vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ........................nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
- KARAR -
Asıl dava; TOKİ aleyhine açılan alacak, birleşen dava ise; imar parseline elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Asıl davada davacı, kayden malik olduğu ve üzerinde ev bulunan 2785 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından imar şuyulandırmasına tabi tutularak, 4480 ada 3 parsel sayılı taşınmazın adına tescil edildiğini, ancak evinin 4480 ada 2 parsel içerisinde kaldığını, dava dışı Elazığ Belediyesince 08.05.2012 tarihinde evi terk etmesi için ihbar gönderildiğini, bu durumun mağduriyetine neden olduğunu ileri sürerek, imar uygulamasının başladığı tarihten itibaren 10.000,00 TL tazminata karar verilmesini; birleşen davada davacı kayden malik olduğu 4480 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı tarafından haksız inşaat yapıldığını ileri sürerek yapının yıkılması suretiyle elatmanın önlenmesi ile 1.000,00 TL ecrimisile hükmedilmesini istemiştir.Asıl davada davalı, 2875 parselin şuyulandırıldığını, davacının yıkılan evine karşılık 4480 adada ev yapıldığını, mevcut yapının imar uygulaması sonucunda adına tescil edilecek parsel üzerinde olduğunu, 10.11.2010 tarihinde de tescil işlemlerinin gerçekleştirildiğini, istenilen tazminatın fahiş olduğunu, birleşen davada davalı, husumetin yanlış kişiye yöneltildiğini, davanın TOKİ Başkanlığına karşı açılması gerektiğini, davacının arsasına tarafından bina yapılmadığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davada ecrimisil isteğinin reddine, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne karar verilmiş, karar asıl davanın davalısı TOKİ tarafından hükmedilen bedel miktarı açısından temyiz edilmiştir.Davacı Mustafa 2785 parselin maliki iken üzerindeki evin TOKİ tarafından yıkılması üzerine yeniden ev yapıldığı, bilahare yine TOKİ tarafından yapılan imar uygulaması sonucu davacıya 3 nolu imar parselinin verildiği, evin yer aldığı taşınmazın 2 sayılı imar parseli olarak birleşen davanın davacısı Faruk adına tescil edildiği sabittir.
Bilindiği üzere, yasal ayrıcalıklar dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus TMK.nun 684. maddesinde açıkça vurgulanmıştır. Ne var ki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı Yasanın 1065 sayılı Yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3194 sayılı İmar Yasasının 18. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı ya da ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır.Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi kısıtlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır.2981 sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik 10/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.Gerçekten bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz, iste bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğu duymuştur.Somut olay yukarıdaki ilkeler uyarınca irdelendiğinde bina bedelinin birleşen davanın davacısı Faruk tarafından yatırılmasından sonra elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi gerekeceği açıktır.Ne var ki, mahkemece bu bedelin TOKİ"den tahsiline karar verilmiş, davalı TOKİ temyize sadece hükmedilen bedelin miktarı bakımından gelmiş, idareden tazminat istenemeyeceğini savunmamıştır. Gerçekten bu husus temyize getirilse idi TOKİ"den tazminat istenemeyecekti. Bu durumda mahkemece saptanan 42.375,00 TL"ye hükmedilmesi gerekirken 43.875,00 TL"ye hükmedilmesi doğru değil ise de bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1. bendindeki “43.875,00 TL” rakamının “42.875,00 TL” olarak, “33.375,00 TL” rakamınında “32.375,00 TL” olarak düzeltilmesine davalı TOKİ vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK.nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.