Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/7773
Karar No: 2010/5183
Karar Tarihi: 03.05.2010

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2009/7773 Esas 2010/5183 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi         2009/7773 E.  ,  2010/5183 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01.01.1982-01.08.1983 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    Dava,davacının davalı işverene iş yerinde 01.01.1982-01.08.1983 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosyanın incelenmesinden mahkemece davacının çalışmaları ile ilgili tüm işe giriş bildirgelerinin ve sigorta sicil dosyasının gönderilmesi için yazılan müzekkereye Kurum tarafından verilen cevapta davacının son çalıştığı iş yerinde işe giriş tarihinin 01.02.2008 olduğunun bildirildiği istenilen giriş bildirgeleri ve şahsi sicil dosyasının gönderilmediği anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/8. maddesidir. Anılan maddede yönetmelikle tesbit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalıların çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Madde de belirtildiği üzere yönetmelikle tesbit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda 5 yıllık hakdüşürücü süreden bahsedilemiyeceği açık- seçiktir. Yerleşik Yargıtay görüşü, birden ziyade işe giriş bildirgesi verilmesi halinde çıkış yok ise ilk işe giriş bildirgesi ile son işe giriş bildirgesinin verildiği tarihler arasında geçen çalışmaların hak düşürücü süreye uğramayacağı, çıkış varsa hak düşürücü sürenin her kesim çalışma için ayrı ayrı hesaplanacağı, çıkış tarihinden sonra işçinin aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesi veya hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağıdır. Bu nedenle işe giriş ve çıkış tarihleri arasındaki kısmi bildirimin aksinin eşdeğer belgelerle ispat edilebileceği, ayrıca tespiti istenen dönem içerisinde askerlik yapılmışsa, askerlik süresi içinde iş aktinin askıya alınması sebebiyle askerlik bitimi ile tekrar eski işe dönülmekle çalışmaların kesintisiz sürdürüldüğü hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kabul edilmektedir.
    Öte yandan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
    Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır.
    Bu bakımdan mahkemece deliller resen toplanarak hak düşürücü süre konusunda inceleme yeterli araştırma yapılmadan hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
    Yapılacak iş; davalı işveren ismi de yazılarak varsa bu işyerinden davacı adına verilmiş işe giriş bildirgesi iş yeri ile ilgili düzenlenmiş Kurum müfettiş raporunu istemek ayrıca SSK İhtiyarlık sigortası Müdürlüğü"ne yazılan 18.02.2009 tarihli müzekkerede belirtilen hususların tamamı ile ilgili ayrıntılı cevap verilmesi için Kuruma ihtarda bulunup alınacak cevaba göre 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesine göre yönetmelikle belirtilen belgeleri verilmiş olması halinde hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kuralıda göz önünde tutularak, çalışmanın tespiti yönünden dönem ve ücret bordrolarından davacı ile aynı işyerinde çalışan varsa kayıtlı tanıkların yoksa aynı tarihlerde zabıta marifetiyle tespit edilecek işyerine komşu olan diğer işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının beyanlarına baş vurularak çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davalı işveren şirkete ait işyeri dosyası, davacının talep ettiği sürelere ilişkin dönem bordroları ile davacının imzalı ücret tediye bordrolarını ve davacıya ait sigorta şahsi sicil dosyasını dosyaya celbederek, işyerinin 506 sayılı Yasa kapsamına hangi tarihte alındığını S.G.K’dan sormak, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 03.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi