16. Hukuk Dairesi 2015/5326 E. , 2016/5014 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında.... Köyü çalışma alanında bulunan 108 ada 19 parsel sayılı 22.369,36 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle Abdullah kızı İpek adına tespit edilmiş, itiraz üzerine Kadastro Komisyonunca taşınmazın eşit hisseyle ...... mirasçıları ..., ......,....,..... ve ... adlarına tespitine karar verilmiştir. Davacı ..., taşınmazı 22.07.1980 tarihli senetle ... ile birlikte annesi ..."den satın aldıkları ve ..."ın da 30.09.2004 tarihli senetle payını oğulları .... ve ..."a sattığı iddiasına dayanarak taşınmazın kendisi ve ...çocukları .... ve ... adlarına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında ... mirasçıları davaya dahil edilmiş, ...oğulları .... ve ..., taşınmazları babannesi ..."den babası ...ile ..."ın satın aldığı ve babaları ...."in kendilerine devrettiği iddiasına dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 108 ada 19 parsel sayılı taşınmazın kadastro komisyon kararının iptali ile toplam pay 400 kabul edilerek 80"er payı (..... kızı).... ve .... adına, 126 payı ... adına, 29"ar payı .... ve ... adına, 20 payı ...eşi ... adına, 6"şar payı ..., ...,..., ..., ....ve ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ..., müdahiller .... ve ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı ... ile müdahiller .... ve ... vekilinin temyiz itirazları yönünden, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, taşınmaz kök muris ..."den gelme olup, müdahiller ve davacının çekişmeli taşınmazı muris ..."den 22.7.1980 tarihli senetle satın aldıklarına yönelik iddiası ve söz konusu senette taşınmazın zilyetliğinin devredildiğine yönelik ibare bulunmaması nedeniyle mahkemece, 22.7.1980 tarihli senede değer verilmemesinde ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre müdahiller .... ve ... vekilinin bu hususa değinen temyiz itirazları ile davacı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunmadığından REDDİNE,
2- Müdahiller .... ve ... vekilinin müdahillerin murisi "in sağlığında taşınmazları müdahillere devrettiğine yönelik ve davalı ... vekilinin temyiz inceleme taleplerine gelince; mahkemece, davacı ve müdahillerin davasının ispat edilemediği, dayandıkları 22.7.1980 ve 30.9.2004 tarihli senetlerin zilyetlik ile birleşmediği ve ayrıca ... Usta mirasçıları arasında herhangi bir taksim olmaksızın kullanımın olduğu gerekçesiyle davanın yalnızca kabul beyanında bulunan davalılar yönünden kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme yeterli olmadığı gibi, davalı ... yönünden de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Müdahillerin dayandığı 30.09.2004 tarihli senette, murisleri "in senet içeriğinde sınırları belirtilen üç parça taşınmazı oğulları müdahiller .... ve ...."a sattığı ve gayrimenkullerde ilişiği ve ilgisi kalmadığı belirtilmiş ise de, taşınmazlardan Yariçi mevkiinde bulunan ve sınırları senette gösterilen taşınmazı "in annesi kök muris ..."nin, "in karısı ..."ye bağışlayıp bağışlamadığı, bağışladığının anlaşılması halinde ise, keşifte alınan beyanlara göre "in ölünceye kadar taşınmazı kullandığı belirtilmesine göre bu bağışa değer verilip verilemeyeceği tartışılmadan karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, HMK"nın 308. maddesinde düzenlenen kabulün geçerli olabilmesi, hüküm ve sonuçlarını doğurabilmesi için öncelikle şarta bağlı olmaması gerektiği dikkate alındığında, davalı ..."ün mahkemece kimlik tespiti yapılarak havale edilen 23.06.2013 tarihli dilekçesinde taşınmazdaki hissesi yönünden şartlı olarak davacılar lehine davayı kabul ettiğinin belirlenmesi karşısında, koşula bağlı olarak yapılan bu kabul beyanına değer verilemeyeceğinin mahkemece gözetilmemesi de isabetsizdir. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için; taşınmazın bulunduğu yerde yaşlı, tarafsız, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve HMK 31. maddesi uyarınca Hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında taraflara gerektiğinde yeni tanık bildirme hakkının hatırlatılması suretiyle tarafların bildireceği tanıklar hazır olduğu halde yeniden keşif yapılarak, 30.09.2004 tarihli senetteki..... mevkiindeki taşınmazın davaya konu taşınmaz olup olmadığı, senette bahsi geçen muris ... ...."nın ...eşi ..."ye taşınmazı bağışlayıp bağışlamadığı, taşınmazın kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, senet içeriğindeki yerin davalı taşınmaz olduğunun ve taşınmazın bağışlandığının anlaşılması halinde ise bu kez senette geçen “taşınmazla ilgim ve ilişiğim kalmamıştır” ifadelerinin "in müdahillere taşınmazın zilyetliğini teslim etmesi anlamına gelip gelmeyeceği hüküm yerinde değerlendirilmeli, bu ifadelerin taşınmazın teslim edilmediği anlamına geldiği sonucuna varılırsa "in müdahillere taşınmazı satışı hususuna değer verilemeyeceği göz önünde bulundurulmalı, davalı ..."nın davanın kabulüne ilişkin beyanının şarta bağlı olması nedeniyle hüküm ve sonuç doğurmayacağı dikkate alınarak, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 02.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.