Ceza Genel Kurulu 2018/141 E. , 2018/676 K.
"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 13. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 320-579
Hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçlarından sanıklar ... ve...... (Ura)......"ın beraatlerine ilişkin Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 05.04.2011 tarihli ve 365-273 sayılı hükümlerin, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 29.04.2014 tarih ve 11801-15135 sayı ile;
"...Katılanın evinden 26.05.2010 günü saat 09:30-18:00 saatleri arasında yapılan hırsızlık sonucu yaklaşık 5.000-6.000 TL değerindeki ziynet eşyalarının çalındığı, apartmana ait güvenlik kamerası görüntülerinden apartmana giren ve çıkan iki bayanın tespit edildiği, bu görüntülerdeki kişilerin, apartman kapı görevlisine gösterildiğinde onun tarafından tanınmadıklarının belirlendiği, bu kişilerin, saat 15:16 sıralarında binaya girip, saat 15:43 sıralarında çıktıklarının saptandığı, 06.06.2010 günü ise başka bir hırsızlık eylemi nedeniyle yakalanan sanık ..."nın üzerinde 2 adet yamuk vaziyetteki çay kaşığı, 1 adet metal saç tokası ve 1 adet oda kapılarını açmakta kullanılan maymuncuk haline getirilmiş oda anahtarının ele geçirildiği ve sanıkların aşamalardaki savunmalarında suçlamaları inkar ettiklerinin anlaşılması karşısında, sanıkların önden, profilden ve boydan çekilmiş fotoğrafları temin edildikten ve emanete alınan CD"deki flu görüntülerin netleştirilmesinin sağlanarak Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı"ndan olay günü apartmana giren ve çıkan şahısların sanıklar olup olmadığının karşılaştırılmasına yönelik rapor aldırılması gerektiğinin düşünülmemesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesi ise 25.09.2014 tarih ve 320-579 sayı ile bozmaya direnerek ilk hüküm gibi sanıkların beraatlerine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de katılan vekili ve sanık ... müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.05.2016 tarihli ve 417608 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 744-1457 sayı ile; 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 13. Ceza Dairesince 13.03.2018 tarih ve 330-3402 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözülmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçlarının sabit olup olmadığının tespiti bakımından eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, aleyhe olan bozma kararına karşı sanıklardan...... (Ura)......"ın beyanı alınmadan direnme kararı verilip verilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yerel Mahkemece, bozmadan sonra yapılan yargılamada sanıklara bozma kararı ve duruşma günü davetiyesinin tebliğ edildiği, sanıklardan...... (Ura)......"ın tebliğe rağmen duruşmaya gelmemesi üzerine, diğer sanık ... ve müdafisinin dinlenilmesi ile yetinilip, sanık ... (Ura)......"ın aleyhe olan bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan önceki hükümlerde direnilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
1412 sayılı CMUK"un 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/2. maddesine göre, hükmün aleyhe bozulması hâlinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup müdafinin dinlenilmesi ile de yetinilemez. Aynı kurala 5271 sayılı CMK"nın 307/2. maddesinde de yer verilmiş olup anılan bu kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma imkânı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.
Bu zorunluluk beraat hükmünde direnilmesi hâlinde de geçerlidir. Zira Ceza Genel Kurulunca yapılacak inceleme sonucunda Özel Dairenin aleyhe bozması isabetli bulunup yerel mahkeme hükmünün bozulması mümkündür. 1412 sayılı CMUK"un 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/3. maddesine göre ısrar üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymak mecburidir. Bu durumda sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyeceği sorulmadan beraat hükmünde direnilebileceğinin kabulü savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurabilecektir. Savunma hakkı sanığın en önemli hakkı olup bu hakkın sınırlanması 1412 sayılı CMUK"un 308/8. maddesi uyarınca mutlak bozma nedenidir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamaları da ısrar edilen önceki hüküm beraat dahi olsa sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verilemeyeceği yönündedir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemece verilen direnme kararına konu hükümlerin, aleyhe olan bozmaya karşı sanık ... (Ura)......"ın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden, direnmeye konu her iki sanık yönünden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.09.2014 tarihli ve 320-579 sayılı direnme kararına konu hükümlerinin, aleyhe olan bozmaya karşı sanık ... (Ura)......"ın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden direnmeye konu her iki sanık yönünden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA
2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 25.12.2018 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.