Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/8910
Karar No: 2020/5684
Karar Tarihi: 04.06.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2019/8910 Esas 2020/5684 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2019/8910 E.  ,  2020/5684 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... 5. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davalılardan ... Sendikasının diğer davalı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına müvekkiline ait ..., ....059, ....034, ....034 ... numaralı “Genel işler” işkolunda faaliyet gösteren iş yerlerinde toplu iş sözleşmesi yapmak için 11/04/2019 tarihinde yetki tespiti isteminde bulunduğunu, davalı Bakanlığın davalı sendikanın yasanın aradığı çoğunluğu sağladığını tespit ettiğini, söz konusu yetki tespit kararının müvekkiline 24/04/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, yetki tespit kararının hatalı olduğunu, davalı sendikanın toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olmadığını ileri sürerek yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    İstinaf başvurusu :
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
    Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne ve yetki tespitinin iptaline karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalılar temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    Gerekçe:
    Toplu iş sözleşmesi yetkisi, toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip kuruluş veya kişinin belli bir toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için Kanunun aradığı niteliğe sahip olmasını gösterir.(..., ... ...: İş Hukuku Yeni İş Yasaları, ... 2013, s.942.)
    6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun “Yetki” başlıklı 41. maddesinin birinci fıkrasına göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
    6356 sayılı Kanun"un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” başlıklı 42. maddesine göre ise “Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir. Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir. İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir. Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz…”
    Yine aynı Kanun"un “Yetki İtirazı” başlıklı 43. maddesine göre de, “Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir. İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde üçünden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz. İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve karar temyiz edildiği takdirde Yargıtay tarafından on beş gün içinde kesin olarak karara bağlanır. 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde üçünü üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır. İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
    Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Somut uyuşmazlıkta, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 18/04/2019 tarih ve 1008156 sayılı yetki tespiti kararı ile davacıya ait (...), (...), (...) ve (...) sicil numaralı işyerlerinden oluşan işletmede 11/04/2019 başvuru tarihi itibariyle toplam 456 işçi çalıştığı ve 305 sendika üyesi bulunduğu gerekçesiyle davalı sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmek gerekli çoğunluğu sağladığı tespit edilmiştir.
    Yetki tespiti işlem dosyasına göre de, yukarıda belirtilen dört ünite esas alınarak sonuca gidilmiştir. İşlem dosyasına göre sadece (...) sicil numaralı işyerinde çalışan işçi bulunmaktadır. Bununla birlikte diğer ünitelerde ise başvuru tarihi itibariyle çalışan işçi ve sendika üyesi mevcut değildir.
    Bu noktada işyeri kavramı ile niteliklerine değinmekte yarar bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinin gerekçesinde, işyeri, teknik bir amaca, diğer bir deyişle mal ve hizmet üretimine yönelik ve değişik unsurlardan meydana gelen bir birim olarak belirtilmiştir.
    6356 sayılı Kanun"un 2. maddesinin üçüncü fıkrasında işyeri kavramı yönünden 4857 sayılı Kanun"a atıf yapılmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun ikinci maddesinde yer alan tanıma göre ise “İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.”
    Belirtilen hususlara göre, işgücü (işçi), işyeri kavramının ayrılmaz bir unsurudur (..., ...: İş Hukuku, ... 2005, s.158; ..., .../..., ...: İş Kanunu Şerhi, ... 2013, s.27).
    Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında belirtmek gerekir ki, somut olayda başvuru tarihi itibariyle işçi çalışmayan (...), (...) ve (...) sicil numaralı ünitelerin işyeri niteliğinde olduğunun kabulü mümkün değildir. Ayrıca bir işyerinde fiilen faaliyet son bulmuş ve somut olaydaki gibi 4857 sayılı Kanun anlamında işyeri nitelikleri ortadan kalkmış ise, ... kayıtlarında bir işyerinin sicilden terkin edilip edilmemesinin sonuca etkisinin bulunmadığını da belirtmek gerekmektedir.
    Bu itibarla, somut uyuşmazlıkta yetki tespitinin sadece (...) sicil numaralı işyerine ilişkin olduğu kabul edilerek sonuca gidilmelidir. Söz konusu işyeri yönünden ise işçi sendikasının başvuru tarihi itibariyle yarıdan fazla çoğunluğu sağladığı açıktır. Bu anlamda olmak üzere (...) sicil numaralı işyeri bakımından işyeri toplu iş sözleşmesine yönelik olarak Bakanlık tespiti sonucu itibariyle isabetlidir.
    Diğer taraftan ... Genel Müdürlüğünün yazısına göre (...) sicil numaralı işyerine ilişkin hizmet alım sözleşmesi “Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmesi” olmadığından, Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi kabule göre de hatalıdır.
    Bütün bu açıklamalar doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme ile yazılı şekilde yetki tespitinin iptaline karar verilmesi hatalıdır.
    Belirtilen sebeplerle, 6356 sayılı Kanun"un 43 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, hükümlerin bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
    HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
    1-Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-Davanın REDDİNE,
    3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
    4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 3.400,00.- TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
    5-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalılardan ... Sendikasının yaptığı 61,30 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı sendikaya ödenmesine,
    6-Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04/06/2020 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi