14. Hukuk Dairesi 2010/2851 E. , 2010/3158 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 14.12.2009 gün ve 2009/13244 - 14086 sayılı ilamiyle bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 115 ada 127 parsel sayılı taşınmazda bulunan 5.kat 11 numaralı bağımsız bölümde paydaş olan davalının hissesini 10.01.2001 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, iptali ile adına tescilini, olmazsa hissenin dava tarihindeki değeri olan 20.000,00 YTL nin davalıdan tahsilini istemiş 14.03.2008 tarihli dilekçesi ile tazminat talebini 90.000,00 YTL olarak ıslah etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiş, Dairemizce davalının temyiz itirazları incelenerek “Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur. Elbirliği ortaklığında amaç, bir paydaşın tasarrufu ile diğer paydaşların zarar görmemesi; bir başka anlatımla diğer paydaşların dışarıya karşı koruması olup, satış vaadine konu payın alıcı ile satıcıları başından beri iştirakçi paydaş iseler, sözleşmenin ifası sonucunda da taşınmaza iştirakçiler dışında bir başka paydaş girmeyeceği için iştirakçi paydaşlar arasındaki satışlar ve satış vaadi sözleşmeleri, hükmünü ifa eder. Elbirliği mülkiyetine (Türk Medeni Kanunu m.701) konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte ortaklık çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağı yoktur. Bu durum, satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya 3194 sayılı İmar Kanununun 18/son maddesi hükmüne aykırı şekilde taşınmaz satışı vaat edilmesi ya da vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerlidir.
Eldeki davada, davalı ile dava dışı ..., dava konusu 3242 ada 127 parsel sayılı taşınmazda bulunan binada, 11 numaralı bağımsız bölüm üzerinde elbirliği maliki olduklarından, sözleşmenin ifa olanağı bulunmamaktadır.
Yukarıda belirtilen hususlar gözden kaçırılarak davanın reddi yerine kabulü yolunda hüküm kurulması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Davacı taraf 28.01.2010 tarihli karar düzeltme talebini içeren dilekçesinde mahkeme kararını temyiz ettikleri halde temyiz itirazlarının incelenmediğini, davalı hissesinin tapuda verasette iştirak halinde kayıtlı olduğunu, tapu iptali yerine satış vaadi sözleşmesine konu payın dava tarihindeki değerine hükmedilmesini, ayrıca harcı tamamlanan dava değeri üzerinden harç ve vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sırasında davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmediği anlaşıldığından davacının talebinin kabulü ile temyiz istemi incelenmiş, bozma ilamımıza aşağıdaki iki bendin eklenmesi gerekmiştir;
"Ayrıca mahkemece her ne kadar davacının satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası kabul edilmiş ise de davacı dava konusu payın dava tarihindeki değerine hükmedilmesi gerektiği yönünde kararı temyiz ettiğinden sözleşmenin ifa olanağının bulunmaması nedeniyle, davacının tazminata yönelik isteğinin de mahkemece incelenip değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Kabule göre de davanın kabulüne karar verildiği halde mahkemece harcı tamamlanan dava değeri üzerinden HUMK"nun 417 .maddesi gereğince davada haksız çıkan tarafın yargılama giderlerinden ve bu kapsamda vekalet ücretinden de sorumlu tutulması gerektiği hususu gözardı edilerek davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi de yerinde değildir."
Karar açıklanan nedenlerle de bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile 28.09.2009 tarihli temyize cevap ve karşı temyiz dilekçesinde belirttiği temyiz itirazları yerinde görülmekle Dairemizin 14.12.2009 tarih 2009/13244 esas 2009/14086 karar sayılı bozma ilamına ek olarak yukarıda açıklanan gerekçe ile de hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın iadesine, 23.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.