16. Ceza Dairesi 2016/5445 E. , 2016/7574 K.
"İçtihat Metni"
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.06.2016 tarih, 2016/243622 sayılı talep yazısıyla;
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, iftira,suç uydurma, görevi ihmal ve gizliliğin ihlali suçlarından şüpheliler ..., ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 06.07.2015 tarihli ve 2015/42205 soruşturma, 2015/30060 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Bursa 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 14.09.2015 tarihli ve 2015/3196 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Müştekinin, 2009 yılında polis memuru olarak görev yapmakta iken suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım suçundan hakkında yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandığı, 8 ay devam eden tutukluluk süresinin ardından Mahkemece tahliye edildiği sonrasında da beraat ettiği, dönemin Bursa Emniyet Müdürlüğü içerisinde örgüt gibi hareket eden grup tarafından kendisine kumpas kurulduğu, iletişim tespiti kayıtlarının bilinçli şekilde çarpıtıldığı, yürütülen soruşturma konusu olaylarla ilgisi bulunmadığı halde hakkında soruşturma ve kovuşturma yapıldığı yönündeki iddialarına ilişkin olarak yürütülen soruşturma neticesinde, Bursa Emniyet Müdürlüğünün 16.06.2015 tarihli yazısına istinaden müşteki hakkında yapılan işlemlerin yürürlükteki mevzuata uygun olarak tesis edildiği, son dönemdeki güncel olayların etkisi altında kalarak şikâyet dilekçesinin kaleme alındığından bahisle delil yetersizliği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, somut olayda müştekinin ayrıntılı ifadesi alınarak olaya ilişkin delillerin nelerden
ibaret olduğunun tespiti cihetine gidilmesi, müştekinin yargılanarak beraat ettiği dosya incelenerek beraat kararının neye istinaden verildiğinin incelenmeksizin, herhangi bir soruşturma işlemi yapılmaksızın, müştekinin benzer iddiaları içeren dilekçelerini 2009-2010 yılında muhtelif kurumlara gönderdiğinin bizzat dosyada mevcut Emniyet Müdürlüğü yazı cevabı ve eklerinden anlaşılması karşısında, şikâyetçinin son dönemde hasıl olan güncel konuların etkisiyle şikâyette bulunduğu yönündeki gerekçenin dosya içeriğine uygun düşmediği de değerlendirilerek, eksik soruşturma ile verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın bu yönden kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün yazısına istinaden talep edilmiştir.
I)OLAY:
Bursa Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak çalışan müşteki ... suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek suçundan tutuklanarak 8 ay tutuklu olarak yargılanıp ardından önce tahliye edilip daha sonra da İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesine 27.06.2012 tarihli kararı ile beraat ettiği ve bu kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Beraat etmesinin ardından müşteki ... kendisini kasıtlı olarak soruşturmaya dahil ettiğini düşündüğünü ve o tarihte Bursa KOM şubede çalışan emniyet görevlileri ..., ... ve ... hakkında Başbakanlık makamı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçeleri verdiği, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca Emniyetten gelen fezleke ve evrak fotokopileri incelenerek müştekinin hiç beyanı alınmadan ve yargılandığı İstanbul Özel Yetkili 11. Ağır Ceza Mahkemesinin dosyası incelenmeden kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş, bu karara yapılan itiraz ise Bursa 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 14.09.2015 tarih ve 2015/3196 D. İş sayılı kararı ile reddedilmiştir.
II)KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca müştekinin şikayeti üzerine müştekinin detaylı şikayet ve delilleri sorulmadan ve ilgili dosyalar getirtilip incelenmeden kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi ve buna yapılan itirazın Bursa 3. Sulh Ceza Hakimliğince reddedilmesini yasaya aykırı olup olmadığı iddiasıdır.
III)HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Anılan Kanunun 6545 sayılı Kanunla değişik “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinde ise;
“(3)(Değişik: 18.06.2014-6545/71 md.) Sulh Ceza Hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4)(Değişik: 25.05.2005 - 5353/26 md.) Sulh Ceza Hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” hükümleri yer almaktadır.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlemini veren bir hali öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
Bir fiilin işlendiği haberinin alınması üzerine, suçu takibe yetkili makamlar tarafından derhal hazırlık soruşturmasına başlanmasını ifade eden ilkeye "araştırma mecburiyeti ilkesi"; hazırlık soruşturmasının neticesinde fiilin takibini gerektirecek hususlarda fiilin ve failin belli olması, yeterli emareler teşkil edecek vakıaların bulunması, başka bir ifade ile, şüphelerin ciddî olduğunun tespit edilmesi ve dava şartlarının gerçekleşmiş olması durumunda, yetkili makam tarafından kamu davasının açılmasını ifade eden ilkeye ise "kamu davasını açma mecburiyeti ilkesi" denilmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre; müşteki ..."ın şikayeti üzerine Cumhuriyet savcısının önce müştekinin beyanını alarak şikayet ve delillerini sorması ve ardından göstereceği delilleri toplayıp ilgili dosyaları inceleyerek bir karar ittihaz etmesi gerekirken bundan sarfı nazar ederek dilekçe üzerinden kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermesi yerinde görülmeyerek itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
İsabet görülmediğinden anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
IV)SONUÇ ve KARAR:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, Bursa 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 14.09.2015 tarihli ve 2015/3196 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.