16. Ceza Dairesi 2016/2431 E. , 2016/7564 K.
"İçtihat Metni"Silahlı terör örgütü üyeliği (hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek) suçundan sanık Hamdullah Kumli’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314/3 ve 220/7. maddeleri yollaması ile 314/2, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5 ve 5237 sayılı Kanunun 62/1. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair (kapatılan) Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.02.2008 tarihli ve 2007/30 esas, 2008/25 sayılı kararının Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 17.06.2010 tarihli ve 2009/20679 esas, 2010/7307 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220/7. maddesine eklenen “Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.” şeklindeki takdiri indirim sebebine göre yapılan uyarlama sonucunda, adı geçen sanığın 5237 sayılı Kanunun 314/3 ve 220/7. maddeleri yollaması ile 314/2, 220/7, 3713 sayılı Kanunun 5 ve 5237 sayılı Kanunun 62/1. maddeleri uyarınca 6 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin aynı Mahkemenin 27.02.2013 tarihli ve 2012/500 esas, 2013/49 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.01.2015 tarihli ve 2015/8 değişik iş sayılı kararını kapsayan infaz dosyası incelendi.
Dosya kapsamına göre, Yargıtay tarafından onanmış olan 13.02.2008 tarihli ilk kararda 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314/2. maddesine göre temel cezanın 5 yıl olarak belirlendiği, ancak sonradan yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun ile sanık lehine hüküm getirildiği gerekçesi ile uyarlama yapılırken temel cezanın 6 yıl olarak belirlenip yapılan artırma ve eksiltmeler neticesinde yazılı şekilde ilk hükümden daha fazla cezaya hükmedildiği anlaşılmış ise de, uyarlama yargılamasında kazanılmış hakka dokunulamayacağı, temel cezanın ilk kararda olduğu gibi 5 yıl hapis olarak belirlenip, sonuç olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314/2, 220/7, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5 ve 5237 sayılı Kanunun 62/1. maddeleri uyarınca 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 03.02.2016 gün ve 94660652-105-65-15151-2015-Kyb sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.02.2016 gün ve 2016/66444 sayılı tebliğnamesiyle bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I)OLAY:
Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi 13.02.2008 gün ve 2007/30 esas, 2008/25 sayılı kararıyla “sanık Hamdullah Kumli’nin silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçunu işlediğini kabul ederek 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314/3 ve 220/7. maddeleri yollaması ile 314/2, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5 ve 5237 sayılı Kanunun 62/1. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin karar verdiği, bu kararın sanık müdafiinin temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 17.06.2010 tarihli ve 2009/20679 esas, 2010/7307 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleştiği, kararın kesinleşmesini müteakip 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun kapsamında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220/7. maddesine “Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.” şeklindeki takdiri indirim sebebinin eklenmesi üzerine Van Cumhuriyet Başsavcılığı (İlamat ve İnfaz Bürosu) tarafından 09.12.2012 tarih ve 2012/2976 ilamat sayılı yazı ile mahkemeden uyarlama talebinde bulunulduğu, yapılan uyarlama sonucunda ise aynı Mahkemenin adı geçen sanık hakkında 5237 sayılı Kanunun 314/3 ve 220/7. maddeleri yollaması ile 314/2, 220/7, 3713 sayılı Kanunun 5 ve 5237 sayılı Kanunun 62/1. maddeleri uyarınca 6 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdiği, bu karara karşı sanık müdafii tarafından yapılan itirazın ise Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.01.2015 gün ve 2015/8 değişik iş sayılı kararıyla reddedilerek sözkonusu kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
II)KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Sonradan yürürlüğe giren ve hükümlü lehine düzenlemeler içeren yasa değişiklikleri neticesinde yapılan uyarlama yargılamasında ceza açısından kazanılmış hakka dokunulup dokunulamayacağı, ilk hükümden daha fazla cezaya karar verilip verilemeyeceğine ilişkindir.
III)HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Sonradan yürürlüğe giren lehe yasa nedeniyle uyarlama yapılması konusunda iki ayrı kanunda farklı hükümler bulunmaktadır:
a)5252 sayılı Kanunun 9. maddesinde 01.06.2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili uyarlama özel olarak düzenlenmiştir.
Yasa koyucu, 5275 sayılı Kanunda bu konu genel olarak ayrıntılı biçimde düzenlendiği halde, 01.06.2005 tarihinde çok sayıda yeni yasanın yürürlüğe girmesi nedeniyle, bu tarihten önce kesinleşmiş hükümler yönünden 5252 sayılı Kanunla özel bir düzenleme yapma gereğini duymuştur. Buna göre; uyarlama yargılaması kural olarak duruşmalı yapılacaktır. Uyarlama yargılaması sırasında dava zamanaşımına İlişkin hükümler uygulanmayacaktır.
b)5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 98-101. maddelerinde konu genel olarak düzenlenmiştir.
Buna göre; uyarlama yargılaması duruşmasız olarak yapılacaktır; verilecek karar itiraza tabidir; yapılan hatalar kazanılmış hak oluşturmayacaktır.
Uyarlama yargılaması denilen yargılama türünde, yeni yasanın daha önce kesinleşmiş hükümle sabit kabul edilen ve niteliği tespit edilen fiil bakımından daha lehe hükümler taşıyıp taşımadığı belirlenmeye çalışılır. Yeni yasanın lehe hükümler taşıdığının tespiti halinde eski hüküm kaldırılarak yeni yasaya göre yeni bir hüküm verilir; aksi halde eski hüküm infaz edilir. Uyarlama yargılaması, infaz aşamasında yapılıp kural olarak hangi cezanın lehe olduğu ve infaz edilmesi gerektiğini tespit etmeyi amaçlayan bir yargılamadır. Ancak infaz rejimine, cezanın ne şekilde infaz edilmesi gerektiğini belirlemeye yönelik değildir. Uyarlama yargılamasında, kural olarak kesinleşmiş, varlığı sabit kabul edilmiş eylemin yeni yasa karşısındaki durumu, bu fiile yeni yasanın daha lehe hükümler öngörüp öngörmediği belirlenmeye çalışılır.
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde;
İster 5252 sayılı Yasanın 9. maddesine, isterse 5275 sayılı Yasanın 98. maddesine göre yapılmış olsun, uyarlama yargılamasında, önceki karar dışına çıkılmayarak, kesinleşen hükümdeki suça uygulanması olanağı bulunan yasa hükümlerinin tamamının uygulanması ve bulunacak cezaların karşılaştırılıp lehe yasanın saptanması ile yetınilmesi gerektiği açıktır.
Bu nedenlerle, Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinin Yargıtay tarafından onanmış olan 13.02.2008 tarihli ilk kararında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314/2. maddesine göre temel cezayı 5 yıl, yapılan artırma ve eksiltmeler neticesinde sonuç cezayı da 6 yıl 3 ay hapis cezası olarak belirlemesine rağmen sonradan yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun sanık lehine hüküm getirdiği gerekçesi ile yaptığı uyarlama yargılamasında temel cezayı 6 yıl, yapılan artırma ve eksiltmeler neticesinde sonuç cezayı da 6 yıl 9 ay hapis cezası olarak belirlemesi ve yazılı şekilde ilk hükümden daha fazla cezaya hükmetmesinde;
İsabet görülmediğinden, anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi uygun görülmüştür.
IV)SONUÇ VE KARAR:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.01.2015 tarihli ve 2015/8 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Kurulan mahkumiyet hükmünün iptali ile hukuka aykırılığın CMK"nın 309/4-d maddesine istinaden düzeltilmesi mümkün görüldüğünden;
“1-Sanık Hamdullah Kumli"nin üzerine isnat edilen terör örgütüne yardım suçunu işlediği anlaşıldığından, suçun işleniş biçimi, sanığın güttüğü amaç ve saiki, şahsi ve sosyal durumu gözönüne alınarak eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314/3 ve 220/7 maddeleri yollamasıyla 314/2 maddesi uyarınca takdiren 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
2-Sanığa verilen cezadan yardımın niteliğine göre 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220/7 fıkrası gereğince takdiren 1/10 oranında indirim yapılarak sanığın 4 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
3-Sanığa verilen ceza, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5. maddesi uyarınca takdiren 1/2 oranında artırılarak 6 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
4-Sanığın yargılama sürecindeki tutum ve davranışları dikkate alınarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 62/1 maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak 5 YIL 7 AY 15 GÜN HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
5-Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK"nın 53. maddesinin sanık hakkında uygulanmasına,
6-Örgüte yardım eden sanık hakkında 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107. maddesinin dördüncü fıkrası ile 108. maddesinin tatbik edilmesine,
Kararın diğer kısımlarının aynen bırakılmasına, infazın bua göre yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.