(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi 2009/5214 E. , 2010/5153 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir
Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kabulüne , manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir
Davacı sigortalının davalıya ait maden ocağında konveyör işletmeciliği görevini yaparken, nakliyat bantlarının kontrolü sırasında yanan bir çelik ruloya müdahale etmesi sonucu sol orta parmağının ucundan yaralanması sonucu %1 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı iş kazası olayında sigortalının %50 davalı şirketin %50 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalıya verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına 5.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 3.000,00TL’sına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine,
“1- Davanın kısmen kabulü ile davacının 1.356,22 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatının 24.2.2005 olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine , fazla istemin reddine
3-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, vekil ile temsil edilen davacı yararına hüküm altına alınan maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 575,00 TL, manevi tazminat miktarları üzerinden hesaplanan 600,00TL avukatlık ücretlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, red olunan manevi tazminat miktarı üzerinden aynı Tarife uyarınca hesaplanan 600,00 TL avukatlık ücretlerinin de davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 980,00-TL yargılama giderinden ret ve kabul oranına göre takdiren 380,85-TL sının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerine bırakılmasına,
5-Alınması gereken 343,23-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 220,90- TL nispi harcın mahsubuyla bakiye 122,33-TL nisbi harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına; davacı tarafından peşin yatırılan 220,90-TL nisbi harç ile 11,20- TL başvuru harcı olmak üzere toplam 232,10-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 3.5.2010 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.