15. Hukuk Dairesi 2019/652 E. , 2019/4723 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen karar davalılar vekillerince temyiz edilmiş, davalılar Şekerbank A.Ş., T. Finans Katılım Bankası A.Ş. ve T.C. Ziraat Bankası A.Ş. vekilleri tarafından duruşmalı olarak istenmiş, duruşma talebi kabul edilerek 12.11.2019 tarihinde yapılan duruşmaya davacı vekilleri Avukat ... ve Avukat ... ile davalı ..... vekili Avukat ..., davalı ...Ş. vekili Avukat ..., davalı .... Ziraat Bankası A.Ş. vekili Avukat ... ve davalı .... vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan tapu kaydındaki bağımsız bölümler üzerinde kayıtlı haciz şerhlerinin terkini istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi tarafından istinaf talebinin kabulüne, ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.06.2017 tarih, 2015/777 Esas ve 2017/505 Karar sayılı kararınınn kaldırılmasına, davanın kabulüne, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1546 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 6, 7, 9, 10, 11, 12 ve 37 numaralı bağımsız bölümler üzerindeki davalılar tarafından konulan hacizlerin kaldırılmasına dair verilen karar, davalılar tarafından yasal süresi içinde temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile dava dışı arsa malikleri arasında ... 59. Noterliği’nin 20.08.2013 tarihli, 27763 yevmiye numaralı anahtar teslim olarak
kararlaştırılan Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat ve Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi akdedildiğini, dava dışı şirketlerin davalı bankalara olan borçları nedeniyle başlatılan icra takipleri kapsamında dava dışı arsa sahibi...."nın şahsi kefaletinden dolayı 1546 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 6, 7, 9, 10, 11, 12, 37 numaralı bağımsız bölümleri üzerine haciz konulduğunu, sözü edilen bağımsız bölümlerin üzerindeki hacizler ile birlikte müvekkili adına tapuya tescil edildiğini, sözleşme gereği kendisine ait olan taşınmazların davalılar tarafından haczedilerek satış işlemlerinin başlatıldığını, arsa üzerinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince inşaat yapıldığı açıkça belli veya ufak bir araştırma ile belirlenebilir olması nedeniyle davalıların iyi niyetinden söz edilemeyeceğini ileri sürerek, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1546 ada 2 parselde kayıtlı 6, 7, 9, 10, 11, 12, 37 numaralı bağımsız bölümlerin üzerindeki hacizlerin kaldırılmasını talep ve dava etmiş, davalı vekilleri cevap dilekçelerinde, icra dosyalarına gönderilen takyidatlı tapu kayıtlarına göre haczin konulduğu tarihte taşınmazın....ya ait olup, taşınmazların üzerinde kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesine ilişkin şerhin bulunmadığını, müvekkilleri bankaların haciz tarihi itibariyle iyi niyetli 3. şahıs konumunda olduğunu, haciz talebinde bulunan bankaların ve haczi koyan icra müdürlüklerinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği malikin kim olduğunu araştırma mükellefiyetinin bulunmadığını savunmuştur.
Mahkemece davacı müteahhidin bağımsız bölümleri satın alma tarihinden önce hacizlerin konulduğu, haczi koyduran davalı bankaların tapuya şerh verilmeyen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin varlığından haberdar olmalarının beklenemeyeceği ve dosya kapsamında davalıların kötüniyetli olduklarına dair delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nce kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendikten ve kat irtifakı kurulduktan çok sonra, arsa üzerinde kat karşılığı inşaat yapıldığı açıkça belli veya belirlenebilir olduğu halde dava konusu bağımsız bölümler üzerine konulan haciz şerhlerinden dolayı davalıların iyiniyetli olarak kabul edilemeyeceği, davacı yüklenici ile dava dışı arsa sahipleri arasındaki sözleşme uyarınca yükleniciye ait olduğu kararlaştırılan bağımsız bölümler yönünden arsa paydaşlarından Halil İbrahim Sarı"nın kredi borçları nedeniyle konulan haciz şerhlerinin kaldırılmasında zorunluluk olduğu gerekçesi ile istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, dava konusu bağımsız bölümler üzerindeki davalılar tarafından konulan hacizlerin kaldırılmasına dair verilen karar, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı yüklenici şirket ile dava dışı arsa malikleri ...,...,...,... ve... arasında ... 59. Noterliği’nin 20.08.2013 tarihli, 27763 yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat ve Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi düzenlenmiştir. Dosya kapsamında bulunan tapu kayıtlarının ve icra dosyalarının incelenmesinden ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1546 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 6, 7, 9, 10, 11, 12, 37 numaralı bağımsız bölümler üzerine davalı bankalar tarafından 10.08.2015, 28.08.2015, 27.08.2015, 07.08.2015, 03.09.2015, 09.09.2015 tarihlerinde dava dışı şirketlerin davalı bankalara olan borçlarından dolayı haciz şerhi işlendiği, 12.10.2015 tarihinde davacı şirket lehine kat karşılığı inşaat sözleşmesi şerhinin
konulduğu, 05.11.2015 tarihinde ise sözü edilen taşınmazların dava dışı arsa sahibi ... ... tarafından davacı şirkete üzerindeki hacizler ile birlikte satışının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu bağımsız bölümler üzerindeki haciz şerhlerinin kaldırılıp, kaldırılamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara takibi yapan icra müdürlüğünün el koyması işlemidir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 91. maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi, Türk Medeni Kanunu’nun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun "Tescil" başlıklı 1008. maddesinde taşınmaza ilişkin olarak şerhlerin tapu kütüğüne tescil edilebileceği, 1014. maddesinde bir tescilin terkin edilmesi veya değiştirilmesinin, ancak bu kaydın kendilerine hak sağladığı kimselerin yazılı beyanı üzerine yapılabileceği, 1023. maddesinde tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunacağı düzenlemelerine yer verilmiştir.
Dava konusu somut olayda; bağımsız bölümler üzerindeki haciz şerhleri taşınmazlar dava dışı arsa sahibi... adına kayıtlı iken arsa sahibinin kefil olduğu dava dışı şirketlerin borçları nedeni ile şerh edilmiştir. Haciz şerhlerinin konulduğu tarihlerde kat karşılığı inşaat sözleşmesi tapuya şerh edilmediği gibi, davalı alacaklı bankaların haciz koydurdukları taşınmaz ya da bağımsız bölüm üzerinde inceleme yaparak kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, inşaatın devam ettiğini ve bu yerin yükleniciye ait olduğunu araştırmalarının beklenemeyeceğinden ve davalıların kötüniyetli olduğu davacı tarafça da kanıtlamadığından tapu sicilinin aleniyeti ilkesi gereği davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi yerine, olaya uygun olmayan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 08.03.2012 tarih, 2011/346 Esas ve 2012/1403 Karar sayılı ilâmı emsal kabul edilerek talebin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar Şekerbank A.Ş., T. Finans Katılım Bankası A.Ş., T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Türk Ekonomi Bankası A.Ş. vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi’nin 11.12.2018 tarih, 2017/1157 Esas ve 2018/1300 Karar sayılı kararının kaldırılarak hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, 2.037,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalılara verilmesine, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL
yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan harcın temyiz eden davalı ...Ş."ye, 218,50 TL yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan harcın temyiz eden davalı ...Ş."ye, 218,50 TL yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan harcın temyiz eden davalı ..... Ziraat Bankası A.Ş."ye, 218,50 TL yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan harcın temyiz eden davalı ....."ye iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi"ne, karardan bir örneğinin ise ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 20.11.2019 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.