16. Hukuk Dairesi 2015/3673 E. , 2016/4975 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 254 ada 4 parsel (eski 2324 parsel) sayılı 157.82 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/4 hissesi ..., 1/4 hissesi ..., 1/4 hissesi ... ve 1/4 hissesi ise ... adına tespit ve tescil edilmiş, ... payını 03.06.1986 tarihinde satış suretiyle ..."a, ..."da 31.03.1998 tarihinde satış suretiyle ..."e tapuda kayden intikal etmiştir. Davacı ..., ... ve müşterekleri pay satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ... adına olan payların iptali ve adlarına tescili istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 254 ada 4 parsel (eski 2324 parsel) sayılı taşınmazdaki ... adına kayıtlı 1/4 hissenin iptali ile davacıların miras payları oranında adlarına tesciline, davalı ... adına kayıtlı 1/4 hisseye yönelik davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin tüm, davalı ... mirasçıları vekilinin ise aşağıda belirtilen hususlar dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazda ... adına kayıtlı 1/4 paya yönelik davanın reddine karar verilirken, kadastronun 2012 yılında kesinleştiği, 3402 sayılı Yasa"nın 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediği ancak davacıların dayandığı pay devrine ilişkin 1954 tarihli satış senedinin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu gerekçesine dayanılmış ise de; bu gerekçe dosya kapsamına uygun değildir. Çekişmeli taşınmazın tesis kadastrosu 15.01.1957 tarihinde kesinleşmiş, 2011 yılında ise çekişmeli taşınmaz 3402 sayılı Yasa"nın 22/a maddesi uyarınca uygulama kadastrosuna tabi tutulmuştur. Uygulama kadastrosu 2012 yılında kesinleşmiştir. Uygulama kadastrosu, mülkiyet hakkına ilişkin ihtilafların ele alınıp değerlendirilebileceği bir işlem olmayıp sınır, yüzölçümü vs. gibi ihtilafların giderilmesine yöneliktir. 3402 sayılı Yasa"nın 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre, tesis kadastrosundan önceki haklara dayanan talepler için geçerlidir. Bu nedenle mahkemenin dava açmak için gerekli 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediği yönündeki değerlendirmesi hatalıdır. Ayrıca, kadastrodan önceki haklara dayanan taleplerin her türlü delille ispatı mümkün olup davacı dayanağı, pay devrine ilişkin 1954 tarihli satış senedinin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu yönündeki değerlendirme de hatalı olmuştur. Öte yandan; ... payına yönelik dava reddolduğuna göre, ... mirasçıları aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken hükmedilmiş olması da mevzuata uygun değildir. Davalı ... payına yönelik davanın yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi isabetsiz ise de; kararın netice itibariyle doğru olması karşısında ... adına kayıtlı 1/4 paya yönelik davaya ilişkin gerekçenin "çekişmeli taşınmazda ... adına kayıtlı 1/4 paya yönelik davanın 3402 sayılı Yasa"nın 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine" şeklinde değiştirilerek, ayrıca hükmün 4, 5 ve 7 numaralı bentlerinde geçen "davalılardan" kelimesinin hükümden çıkarılarak yerine "davalı ... mirasçılarından" kelimelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 02.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.