20. Hukuk Dairesi 2016/11227 E. , 2016/9747 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükme yönelik temyiz itirazları hakkında; Dairemizin 07/04/2015 gün ve 2014/10651 - 2015/2660 sayılı ilamıyla red-bozma kararı verilmiş, süresi içinde müdahil davacı ... Yönetimi ile davalı gerçek kişi vekilleri tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü ... mevkii 213, 191, 211, 241 ve 235 sayılı parseller tarla niteliğiyle ... tespit edilmiştir.
Davacılar ... çocukları .., .., .., ... mirasçıları ve mirasçılarından ..., ... ile ... mirasçıları, taşınmazların Şubat 1962 tarih 1 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, tapudaki payları ve miras paylarına göre adlarına tapuya tescili, Orman Yönetimi, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu, tespitin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmışlar; ... ve ..., davacıların dayandığı tapudan pay aldıkları, payları oranında adlarına tescili istemiyle davaya katılmışlardır.
Mahkemece, Orman Yönetiminin 213, 191 ve 211 sayılı parsellere yönelik davasının kabulüne, diğer davaların reddine, çekişmeli 213, 191 ve 211 sayılı parsellerin tespitinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, 241 ve 235 sayılı parsellerin ise tespit gibi tesciline ilişkin verilen karar, davacı ... Yönetimi, ... ve arkadaşları vekili Av. ... ile davalı ... tarafından temyiz edilmiş ve Dairece bozulmuştur.
Dairenin 31.01.2012 gün 2011/15999-676 sayılı bozma kararında bozma kapsamı dışındaki yönlerin incelenmediği belirtilerek özetle “...davacılardan ..."nin yargılama sırasında öldüğü anlaşıldığından, dava dilekçesi ve duruşma gününün adı geçenin tüm mirasçılarına yöntemince tebliğe edilerek, davacı sıfatıyla davayı takip etmeleri için kendilerine olanak tanınması ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması...” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan ve taraf teşkili sağlandıktan sonra, davacı ... Yönetiminin 213, 191 ve 211 parsellere ilişkin davasının kabulüne, diğer davacıların davasının reddine, çekişmeli 213, 191 ve 211 parsel sayılı taşınmazların orman niteliğiyle Hazine, 241 ve 235 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbit tutanağındaki niteliğiyle davalı ... adına tesciline karar verilmiş; muteriz davacılar ... mirasçıları ve arkadaşları vekili, katılan ... Yönetimi vekili ve davalı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece, Orman Yönetimi vekilinin 235 ve 241 parsellere yönelik temyiz itirazlarının reddine, davalı ... vekilinin 191, 211 ve 213 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazları yönünden, taşınmazların orman içi açıklık olmadığı belirtilerek bu parsellere yönelik Orman Yönetiminin açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek anılan parseller yönünden hükmün bozulmasına ve davacı ... mirasçıları ve arkadaşları vekilinin 191, 211, 213, 235 ve 241 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden ise Orman Yönetiminin, kesinleşmiş orman kadastrosu bulunan yerlerde kesinleşmiş tahdide dayalı olarak dava açabileceğinin gözetilmemesi ile davacı gerçek kişilerin dayandıkları tapu kayıtlarının uygulamasına ilişkin olarak yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli ve elverişli
olmadığı belirtilerek anılan yönlerden yöntemine uygun araştırması yapılması gereğine değinilerek bozulmuştur.
Müdahil davacı ... Yönetimi ile davalı gerçek kişi vekilleri bu kez Daire kararının düzeltilmesini istemiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ve 1988 ila 1990 yılları arasında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu, 2896 ve 3302 sayılı Kanunlar ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
Dairemiz kararı, karar düzeltme dilekçelerinde değinilen hususlara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, usul ve kanuna da uygun olduğundan aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki karar düzeltme itirazları yerinde değildir.
Davacılardan ...’nun ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 04/05/2015 gün ve 2014/594-390 sayılı kararı ile kısıtlandığı ve kendisine vasi olarak oğlu ...’nun atandığı, ancak vasiye davayı takip için husumet izni verildiğine dair bir kararın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 114. maddesinde “dava ehliyeti” dava şartı olarak benimsenmiştir. Öte yandan, 03.03.1993 tarihli ve 773/82 sayılı Hukuk Genel Kurulu kararında da, dava şartlarının davanın açıldığı tarihten hükmün kurulduğu tarihe kadar varlığını devam ettirmesinin temel kural olduğu açıkça vurgulanmıştır.
Diğer taraftan, HMK"nın 115/3. maddesi; “Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez” hükmünü içermektedir.
Hal böyle olunca, hakimin, davanın başında dava şartlarının mevcut olup olmadığını kendiliğinden (re"sen) araştırmak zorunda olması yanında; dava açılırken bulunmayan dava şartlarının yargılama sırasında tamamlanması halinde davanın esasına girerek sonuçlandırması gerekeceği de kabul edilmelidir.
O halde anılan yasal düzenlemeler ve yargısal uygulamalar ile davada ileri sürülen hukuksal nedenin kamu düzeniyle ilgili bulunması karşısında; davanın, vasi atanan ...’na ihbar edilerek husumet izni de alması suretiyle davaya katılımının sağlanması, ondan sonra işin esasının incelenmesi için müdahil davacı ... Yönetimi ile davalı gerçek kişi vekillerinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin araştırmaya dayalı bozma kararı aynen muhafaza edilerek yukarıda belirtilen hususla sınırlı olmak üzere tarafaların karar düzeltme isteklerinin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Müdahil davacı ... Yönetimi ile davalı gerçek kişi vekillerinin karar düzeltme itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle sınırlı olarak kabulü ile Dairemizin 07/04/2015 gün ve 2014/10651 - 2015/2660 sayılı red-bozma kararı aynen muhafaza edilerek, yukarıda belirtilen bozma nedeninin Dairemizin anılan kararına 4 nolu bent olarak eklenmesi suretiyle yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 31/10/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.