11. Hukuk Dairesi 2015/5432 E. , 2015/13111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2014
NUMARASI : 2010/53-2014/206
Taraflar arasında görülen davada Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/10/2014 tarih ve 2010/53-2014/206 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili katılma yoluyla davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 19,292 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken humk"nın 3156 sayılı kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, tüm mali hakları müvekkiline ait olan "S..." adlı Türk filminin bir bölümünün ses ve görüntü kareleri eşliğinde .. Dergisi Şubat Sayısı reklam bülteninde izinsiz kullanıldığını, müvekkilinin mali ve manevi haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, FSEK m. 68 gereğince şimdilik 1000 TL maddi, 9000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının yapımcı olması nedeniyle dava açma ehliyetine sahip olmadığını, tanıtımda yer alanın "Se..." filminin gösterimi olmadığını, asıl konunun N.H. olduğunu, kamuoyunda bilinen bir film olan "S.." filmiyle ilgili olarak konunun böyle duyurulmuş olmasının hak ihlali değil, "alıntı serbestisi" içinde değerlendirilmesi gerektiğini, alenileşmiş bir filmin sadece 12 saniye girişle verilmiş olmasının eser sahibi olmayan davacının haklarını ihlal niteliğinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu "S.." adlı sinema filmi üzerindeki eser sahipliğinin davacıya ait olduğu, davacı şirketin eser sahipliğinden kaynaklanan tüm hakları kullanabileceği, davalı kullanımının meşru bir iktibas olarak değerlendirilemeyeceği, FSEK 68. maddesi uyarınca rayiç bedelin takdiren 300,00 TL olarak değerlendirilmesinin uygun olacağı ve bunun üç katının haksız fiil tarihinden itibaren yürütülecek faizi ile birlikte davalıdan alınması gerektiği, davacının manevi hak sahibi olmaması nedeniyle manevi tazminat talebi hakkının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, FSEK 68.maddesi uyarınca belirlenen 300 TL rayiç bedelin 3 katı olan 900 TL"nin 10.02.2010 haksız fiil tarihinden itibaren avans faizini geçmeyecek şekilde yürütülecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair maddi tazminat talebinin ve manevi tazminat talebinin reddine, davalının muhtemel tecavüzünün menine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekilitemyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, sinema eserinin bir bölümünün davalı tarafından izinsiz şekilde reklam filminde kullanılmak suretiyle yayınlandığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalının muhtemel tecavüzünün menine, maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Ancak, Dairemizin emsal niteliğindeki 28.02.2008 tarih 2007/576 Esas 2008/2292 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere uyuşmazlık konusu sinema eserinin bir bölümü eser sahibi olan davacının izni olmaksızın TV reklam filminde umuma arz edildiğinden eser sahibinin 5846 sayılı FSEK 14. maddesine dayalı umuma arz yetkisi ihlal edilmiş olup, buna dayalı manevi tazminat talep hakkı bulunduğu halde yazılı gerekçeyle manevi tazminat talebinin reddi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 33,77 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 08/12/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Mahkemece eser sahibi davacının eseri üzerindeki mali haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle talep gibi 5846 sayılı Kanun"un 68. maddesi uyarınca üç kat telif tazminatına hükmedilmiş ise de; Kanun"un 68. maddesinin 1. fıkrasında eseri, icrayı, fonografımı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltanların bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebileceği belirtilmiş olup, aynı Kanun"un 66/3. fıkrası gereğince mahkeme, mali haklara tecavüz halinde, tecavüzün şümulünü, kusurun olup olmadıkını, varsa ağırlığını takdir etmek durumunda bulunduğundan, dava konusu olayda talep edilebilecek "en çok üç kat fazla" tazminatı tecavüzün şümulüne ve kusurun ağırlığına göre belirlemek yetkisi mahkeme hâkime aittir BK"nın 43/1. maddesi de bu yetkiyi desteklediği gibi, Anayasa Mahkemesi"nin konu ile ilgili 28/02/2013 gün 2012/133 Esas 2013/33 sayılı kararında yer verilen "hak sahiplerinin dava yoluyla isteyebileceği bedele üst sınır getirildiği, hâkimin taleple bağlı olduğuna dair veya takdir yetkisine ilişkin olumsuz bir düzenleme içermediği, bu sınır içerisinde kalmak şartıyla hâkimin dosya içeriği ve talebi de gözeterek takdir yetkisi kullanacağının açık olduğu ve her dava konusu olayda tartışılması ve değerlendirmesi gerekliği" şeklindeki gerekçe de muhalefet görüşüm doğrultusunda bulunmakla olup somut olayda mahkemece bu konuda hiçbir değerlendirme yapılmadan rayiç bedelin üç katına hükmedilmiş olması nedeniyle kararın bu yönden bozulması gerekliği kanaatinde olduğumdan sayılı çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.