14. Hukuk Dairesi 2018/1592 E. , 2020/2276 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.02.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.02.2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY
Dava, kadastro sırasında harman yeri vasfıyla davalı adına tespit edilip kesinleşen parselin tapususun iptali ile davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tescilini isteminden ibarettir.
Mahkemece, davalı 1509 ada 4, 5, 7 ve 11 No’lu parselin mera sınırları dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kadastro tespiti sırasında parselin “harman yeri” vasfıyla davalı ... adına tespit ve tescil edildiği uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık, imar kapsamında olsa dahi harman yeri niteliğindeki dava konusu yerin kuru mülkiyetinin kime ait olacağı hususundan ibarettir.
Bilindiği üzere, harman yerleri köy halkının tümünün yararlandığı harman yapılmak üzere ya yetkili mercii tarafından tahsis edilen ya da, kadim kullanma biçimi harman yeri olan köy orta malı taşınmazlardandır. Bu gibi yerlerin yararlanma hakkı ilgili köy ve belde halkına ait ise de, kuru mülkiyeti Devlete aittir. Yine hemen belirtilmelidir ki, harman yerlerinin özellikleri mera, yaylak ve kışlakların özelliklerinden farklı değildir.
3402 sayılı Yasanın 16/B maddesi mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerlerini orta malları niteliğinde kabul etmiş, tutanakların düzenlenip kesinleşmeleri halinde mülkiyet sicillerine değil de ayrı şekilde tutulacak özel sicile yazılacağını öngörmüştür. Kamunun kadimden beri yararlandığı yerlerden sayılan bu tür taşınmazlar 16. maddenin ana başlığında yazıldığı gibi "kamu malları"ndan sayılırlar.
Kadastro Kanunun 16/B maddesinde belirtildiği üzere mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri sınırlandırılır, parsel numaraları verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır. Sözü edilen orta malları bazı yasal durumlar ayrık olmak üzere özel mülk konusu olamazlar, tapuya tescil edilemezler, zilyetlik ve olağanüstü zamanaşımı ile iktisap edilemezler. Bu tür taşınmazlar için tapu sicili oluşturulması söz konusu olmadığından, Hukuk Genel Kurulu"nun 23.11.1988 gün 1988/1-825 Esas 1988/964 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen süre kamu mallarında ve meralarda uygulanmaz.
Harman yeri vasfı ile sınırlandırılarak özel siciline yazılması yerine davalı adına özel mülkiyete konu olacak şekilde tespit ve tescil edilen yere yönelik Hazine tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan, eksik ve hatalı gerekçeye dayalı davanın reddine ilişkin yerel mahkeme hükmünün bozulması kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun onama kararına katılamıyorum.
Üye ...