Hakaret - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2011/26266 Esas 2013/5638 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2011/26266
Karar No: 2013/5638
Karar Tarihi: 19.03.2013

Hakaret - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2011/26266 Esas 2013/5638 Karar Sayılı İlamı

2. Ceza Dairesi         2011/26266 E.  ,  2013/5638 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 2 - 2008/256516
    MAHKEMESİ : Burdur Sulh Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 17/07/2008
    NUMARASI : 2007/233 (E) ve 2008/531 (K)
    SUÇ : Hakaret

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
    1-Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece,öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir.
    Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK .nun 125/1 maddesinde, hapis veya adli para cezası biçimindeki seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, yasada hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörülmesi nedeniyle, seçenekli yaptırımlardan neden hapis cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçenin gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi,
    2-Hakaretin sokakta alenen gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 125/4. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    3-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/ 11-250 2009/13 sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde nazara alınacak zararın maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı, olayda şikayetçilerin bir tazminat istemi bulunmadığı gibi dosyaya yansıyan maddi bir zararlarının da belirlenemediği, sanığın kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin de bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken “Sanığın müştekilerin maddi manevi zararlarını karşılama yoluna gitmemeleri sebebiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması yoluna gidilmeyerek ” biçimindeki, yasal ve dosya içeriğine de uygun olmayan gerekçeyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    4-5237 Sayılı TCK’nın 51/3. maddesi uyarınca; cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere bir denetim süresinin belirleneceği ve belirlenecek sürenin alt sınırının, mahkûm olunan ceza süresinden az olamayacağı gözetilmeden 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında denetim süresinin 1 yıl olarak belirlenmesi,
    5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5271 Sayılı CMK"nın 326/2.maddesi uyarınca sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinin sanıklardan ayrı ayrı alınmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden müteselsilen tahsiline karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı kısmen istem gibi BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesinin gözetilmesine, 19/03/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.