18. Ceza Dairesi 2015/31745 E. , 2017/7977 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre, babası ile katılan arasında vekalet ilişkisi kurulduğunu bilen sanığın, vekalet ilişkisinin tarafı olmadığı halde görevi nedeniyle katılana verilen kira kontratının aslının kendine verilmemesi üzerine, suça konu sözleri, katılana görevinden dolayı sarf ettiği anlaşılmakla tebliğnamedeki sanığın katılana görevinden dolayı hakaret etmediğine yönelik bozma isteyen düşünceye katılınmayarak yapılan incelemede;başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a) Vekalet ilişkisinin katılan ile sanığın babası arasında kurulmuş olması karşısında, vekalet ilişkisinin tarafı olmayan sanığa kira kontratının aslını vermek istemeyen katılanın haksız tahrik oluşturan bir davranışı olmadığı halde hakaret suçunun, haksız bir fiile tepki olarak işlendiğinin kabul edilmesi,
Kabule göre ise,
a) Temel ceza belirlenirken doğrudan TCK"nın 125/3-a maddesi gereğince uygulama yapılması yerine, TCK"nın 125/1. maddesi uyarınca ceza belirlendikten sonra 125/3-a maddesi uygulanması,
b) TCK"nın 125/1. maddesi uyarınca 90 gün adli para cezası olarak ceza belirlendikten sonra TCK"nın 125/3-a maddesi uyarınca sanığın 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek hükümde çelişki yaratılması,
c) Seçimlik ceza öngören suçlarda hapis cezasının tercih edilmesi halinde TCK’nın 50/2. maddesi uyarınca, bu cezanın ancak adli para cezası dışındaki diğer seçenek yaptırımlara çevrilebileceğinin gözetilmemesi,
d) Hakaret suçunun, haksız bir fiile tepki olarak işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, özel hüküm olan TCK"nın 129/1. maddesi yerine genel tahrik kurumunu düzenleyen aynı Kanunun 29. maddesi ile hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ... ve katılan ... vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/06/2017 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sanığın avukat olan katılana görevinden dolayı hakaret ettiğine dair Yerel Mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen mahkumiyet hükmü Dairemizce bozulmuştur.
Bozma sebeplerinin kabule ilişkin bölümlerine katılmakla birlikte suçun subutu ve sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması yönündeki görüşe katılmıyorum. Şöyle ki;
Sanığın babası .... ile katılan Av. ... arasında 14.07.2008 tarihinde Avukatlık Ücret Sözleşmesi yapılmış ve ..."nun oğlu sanığımız ... da şahit olarak bu sözleşmeyi imzalamıştır. Bu sözleşmede tahliye davası açılması için ücreti vekaletin sonradan ödeneceği kira tesbit davası için ise ücreti vekaletin elden ödendiği imza altına alınmıştır. Katılan 19/02/2009 tarihinde ..."na..... Noter aracılığıyla ihtarname göndermiş ve kira tesbit davası açılabilmesi için gerekli olan emsal belgelerin kendisine verilmediği ve gerekli masrafın ödenmediği bu sebeple dava açılmadığını masraflar ödenmediği takdirde vekillik görevinden istifa ettiğini bildirmiştir. Katılan ise 27/02/2009 günü sanığın kendisini arayarak dosyayı ve kira kontratını istediğini daha sonrada "hırsızmısın sen, seni adam biliyoruz" diyerek hakaret ettiğini iddia etmiştir. Sanık ise kiracıları ile aralarında anlaşmazlık olduğunu bu sebeple babası .... ile birlikte avukat olan katılan ile anlaştıklarını ancak katılanın süresi içinde dava açmadığını, 27/02/2009 tarihinde icra takibi başlatmak için Kartal Adliyesine gittiğini, ancak kira kontratının aslının istendiğini, işlem yapılmadığını bunun üzerine katılandan kira kontratının aslını istediğini katılanın kira kontratını veremeyeceğini söylediğini bunun üzerine kendisine kira kontratını almak için geleceğini söylediğini, kira kontratını almak için büroya gittiğini ancak katılanın büroda olmadığını hakaret ve tehdit etmediğini savunmuştur. Katılan ise ücreti vekalet ve masrafların ödenmemesi sebebiyle evrakı iade etmediğini beyan etmiştir. Sanık ise sunduğu makbuzunda 1.100 TL paranın ödendiğini ispat etmiştir.
Gerek katılan ve gerekse tanık... sanığın katılanı 14.40 ta aradığını daha sonra 15-20 dakika sonra tekrar sanığın katılanı telefonla aradığını beyan ettikleri görülmüştür. Ancak olayımızda sanık her ne kadar sözleşmenin tarafı değil ise de olayın başından beri tanık sıfatıyla bulunduğu ve dosya kapsamına göre de yaşlı olan babasının işini takip ettiği hatta, masrafın bir kısmını da kendisinin yatırdığı anlaşılmaktadır. Her iki taraf arasında ücreti vekalet ve masraflar konusunda bir anlaşmazlık olduğu da açıktır. Kaldı ki katılanda kira kontratını vermeme gerekçesi olarak sanığın sözleşmeye taraf olmadığını iddia etmemiş aksine kendisine ücreti vekaletin ödenmediği için hapis hakkını kullandığından bahisle kira kontratını vermediğini beyan etmiştir. Bu şekilde gelişen olayda sanığın kendisinin babasının 500 TL ücreti vekaletin ve 500 TL masrafın sözleşme anında peşin, 11 ayda da 1.100 TL paranın ödemiş olması ve buna rağmen katılan tarafından dava açılmamış olması karşısında kendi işini takip etmek için kira kontratını isteyen sanığın kira kontratını kendisine vermeyen katılana "hırsızmısın sen, adammısın" şeklindeki sözlerin hakaretten ziyade kaba söz olduğu kendisine karşı yapılan eyleme tepki olarak "hırsızmısın sen " şeklindeki sözlerin ithamdan ziyade sorgulama niteliğinde olduğu, sanığın katılan "hırsızsın" demediği bu sebeple bu sözlerin kaba hitap tarzı niteliğinde olduğu, kaldı ki katılanında gönderdiği ihtarname ile vekillik görevinden istifa ettiği anlaşıldığından sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi bu sözlerin hakaret kabul edilse dahi sanığın eylemi haksız tahrik altında gerçekleştirdiğinin kabulü gerektiği düşüncesiyle verilen karara katılmıyorum.