23. Hukuk Dairesi 2018/2481 E. , 2020/3288 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada kooperatif ilişkisinin tespiti, alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik verilen hükmün asıl ve birleşen davalarda davacı vekilince duruşmalı ve asıl davada davalılar vekilince duruşmasız temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ... ve ... vekili Avukat ... gelmiş, tebligata rağmen başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, davacının birleşen dava davalısı kooperatifin ortağı olduğunu, asıl dava davalılarından ..."nin davacının kardeşi, ..."nın ise yeğeni olduğunu, davacının yurtdışında yaşaması nedeniyle hattını kardeşi davalı ..."ye kiraladığını, davalı ve oğlunun hatta birlikte otobüs işlettiklerini, davalı ..."nin hattın kendisine ait olduğunu ve artık kira ödemeyeceğini beyan etmesi üzerine yaptıkları araştırma neticesinde muhtemelen sahte evrak kullanmak suretiyle ortaklığının davalıya devredildiğini ileri sürerek, davacının halen kooperatif ortağı olduğunun tespitini mümkün olmaz ise ortaklık payının rayiç bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalılar vekili, talebin zamanaşımına uğradığını, davalı ... ile davacının dava konusu minibüs hattını ve bu hatta çalışan minibüsü yarı yarıya ortak olarak aldıklarını ve birlikte işlettiklerini, 1991 yılında davacının önce araçtaki hakkını davalıya devrettiğini, 2003"te ise kooperatif hissesini devrederek ortaklıklarını bitirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davacının kooperatif ortağı olduğunu ve davanın davalı kooperatif yönünden sonuç doğurmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı kooperatif ile ilişkisinin hukuken ve fiilen 2003 yılı içerisinde sona erdiği, bundan sonraki yıllarda ortaklığın önce davalı ..."e, daha sonrasında ..."den davalı ..."e geçmiş olduğu, davacı ve davalı ..."in ortaklığın devri hususunda zımni iradelerinin uyuştuğu, dava tarihi olan 2012 yılına kadar davacının bu fiili duruma ses çıkarmadığı, böylece davacının davalı kooperatif nezdinde dava tarihi itibariyle ve halen ortaklığının bulunmadığı, buna bağlı olarak ortaklık payının rayiç bedelinin tahsilini de isteyemeyeceği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davalarda davacı vekili ile asıl davada davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin tüm, asıl davada davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Asıl dava, kooperatif ortaklığının tespiti, mümkün olmaz ise ortaklık payının rayiç bedelinin tahsili, birleşen dava kooperatif ortaklığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, her bir dava ayrı ayrı varlığını sürdürdüğünden, HMK"nın 297. maddesine uygun olarak yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti yönünden de ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin tüm, asıl davada davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, temyiz peşin harcın talep halinde asıl davada davalılara iadesine, aşağıda yazılı harcın asıl ve birleşen davalarda davacıdan alınmasına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan asıl davada davalılar ... ve ... yararına takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davacıdan alınarak, asıl davada davalılar ... ve ...’e verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.