8. Hukuk Dairesi 2014/7258 E. , 2014/8017 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Gökçeada Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2013
NUMARASI : 2012/68-2013/109
H.. Y.. ile G.. İ.. aralarındaki mülkiyetin tespiti davasının kabulüne dair Gökçeada Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 13.11.2013 gün ve 68/109 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı İlçe Özel İdaresi adına Kaymakam tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı H.. Y.. vekili, 316 ada parsellerin maliki olan davacının bu yerin bitişiğinde bulunan 25 m2 lik yeri şaraphane olarak kullanmakta olduğunu, söz konusu yerin 1957 yılında Kaymakamlık ve 316 ada parsellerin o tarihteki maliki M.. K.. arasında yapılan trampa ile M.."a devredildiğini, hal böyle iken Gökçeada Belediye Başkanlığı"nın işgal edildiği gerekçesiyle işgalin kaldırılması talebinde bulunulduğunu açıklayarak taşınmazın 06.06.1957 tarihli karar neticesinde davacının mülkiyetinde ve zilyetliğinde olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı G.. İ.. temsilcisi, davalı lehine zilyetlikle kazanma koşulları gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, 09.10.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 24,99 m2 lik yerin bina yapılmamak kaydıyla 316 ada ve parselin önceki maliki olan M.. K.." nün kullanımına bırakıldığı ve 1956 tarihinden sonra bir kaç el değiştiren taşınmaz halen davacının kullanımında olduğundan davanın kabulüyle davacının zilyetliğinde ve mülkiyetinde olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine; Hüküm, davalı G.. İ.. temsilcisi sıfatıyla Gökçeada Kaymakamı tarafından temyiz edilmiş ve 05.03.2014 tarihli dilekçe ile temyizden vazgeçilmiştir.
Dosya içinde bulunan pafta örneği, teknik bilirkişi raporu ve 316 ada parsele ait tutanaktan dava konusu taşınmazın 1997 yılında yapılan kadastro çalışmalarında yol vasfı ile tespit harici bırakıldığı anlaşılmaktadır. Paftasında yol vasfı ile bırakılan yada kadastro çalışmalarında tescil harici bırakılan taşınmazlar hakkında açılan davalarda TMK"nun713/3 maddesi uyarınca taşınmaz köy sınırları içinde ise Hazine ve Köy tüzel kişiliği, Belediye sınırları içinde ise Hazine ve ilgili Belediye Başkanlığı yasal hasım niteliğinde olup davanın bu kişilere yöneltilmesi zorunludur.
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olmakla mahkemece resen göz önünde bulundurulur. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların duruşma gününden haberdar edilmesiyle mümkün olur. HUMK"nun 73. maddesinde; “Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde Hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez,” denilmektedir. Madde metninde açıkça görüldüğü üzere taraflar, yöntemine uygun bir biçimde davet edilmedikçe Mahkemece karar verilemez. Aynı durum Hukuk Muhakemesi Kanunu"nun 27. maddesinde de; “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler” amir hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu maddede yer alan “hukuki dinlenilme hakkı" tabiriyle 73. maddesindeki durum ifade edilmiştir. Bu hak, Anayasa"nın 36. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Bu hak iddia ve savunma hakkı olarak bilinse de iddia ve savunma hakkından daha geniş ve daha üst bir kavram olarak nitelendirilmektedir. Somut olayda davanın ilgilisi bulunmayan G.. İ.."ne yöneltilmesi nedeniyle pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekirken yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Temyiz eden davalı G.. İ.. Temsilcisi temyiz isteğinden vazgeçmişse de, gerek taraf teşkili gerekse de devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlere ilişkin davalar Kamu Düzenini ilgilendirdiğinden usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollaması ile HUMK’nun 428 maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 59,40 TL peşin harcın istek halinde davalıya iadesine 24.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.