11. Hukuk Dairesi 2015/5619 E. , 2015/13093 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :....FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2014
NUMARASI : 2014/211-2014/230
Taraflar arasında görülen davada ....Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 02/12/2014 tarih ve 2014/211-2014/230 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin tarım ve tohumculuk sektöründe faaliyet gösterdiğini, “A...” markasını 29.11.2002 tarihinde 2002/30815 noda adına tescil ettirdiğini, bu ibareyi aynı zamanda ticaret unvanında kullandığını, müvekkil firma ile aynı alanda faaliyet gösteren davalının müvekkile ait marka ve ticaret unvanıyla iltibasa mahal verir şekilde “E...” ibaresini ticaret unvanı olarak kendi mal ve hizmetlerinde kullandığını, davalıya bu eylemlerine son vermesi için müvekkilince yapılan ihtarın sonuçsuz kaldığını, davalının aynı zamanda müvekkil firmadan ayrılan iki kişiyi de çalıştırmaya başladığını, bu hususta dava ve tazminat haklarını saklı tuttuklarını ileri sürerek markaya ve ticaret unvanına vaki tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin tespitine ve bu eylemlere son verilmesine, bu eylemlerin sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının haksız rekabet ve tecavüz teşkil eden her türlü ürün, ambalaj, reklam, broşür, katolog ve sair tanıtım malzemesinin toplatılarak imhasına, kullanmakta olduğu tabelaların sökülmesine, davalının ticaret unvanında yer alan “E...” ibaresinin ticaret unvanından silinmesine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000.00 TL maddi tazminatın 11.02.2011 tarihli ihtarnamenin davalıya tebliğinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin ticaret unvanını kanuna uygun şekilde 08.10.2010 tarihinde adına tescil ettirdiğini, Eskişehir"de faaliyet gösteren müvekkilinin Eskişehir"i çağrıştırması nedeniyle “E.” ve tohumculukla ilgili bir terim olması nedeniyle “G..” ibarelerini bir arada kullandığını, davacının iddia ettigi gibi müvekkilinin bu ibareyi ürettiği mallarda kullanmadığını, müvekkilinin unvalsal kullanım haricinde “E...” ibaresini kullandığından söz edilemeyeceğini, müvekkilinin ürünlerini “e... selection” markasıyla pazarladığını, müekkiline ait ticaret unvanının iltibasa mahal verir nitelikte bulunmadığını, usulen tescil edilmiş ticaret unvanının kullanılmasının tazminata sebebiyet vermediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar Dairemiz"in 23.06.2014 tarihli kararıyla "Davacının tescilli markası ve ticaret unvanında yer alan "A..." ibaresi ile davalının ticaret unvanında yer alan "E..." ibaresi ve tescilsiz kullandığı "e... resource of life+şekil" markasında yer alan "e..." ibaresinin karşılaştırılmasında; her iki ibarenin baş harfleri dışında aynı oldukları, görsel ve işitsel olarak benzerlikleri nedeniyle ortalama tüketiciler nezdinde iltibasa mahal verir nitelikte bulundukları sonucuna varılmaktadır. Tarafların faaliyet alanlarının aynı veya benzer nitelikte olduğu, davacının kuruluş ve tescil önceliği nedeniyle ticaret unvanı ve markası yönünden ülke genelinde öncelikli kullanım hakkının sahibi bulunduğu, davalının "E..." ibaresini kullanımının davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, ayrıca davalının ticaret unvanındaki "E..." ibaresinin de davacının ticaret unvanı ile benzer olması nedeniyle TTK"nın 54. maddesi uyarınca terkini gerektiği gözetilmeksizin yazılı gerekçeyle davanın reddinin doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulmuş olup mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve fazlaya ilişkin olarak saklı tutulan maddi tazminata yönelik kısmın da ayrıca açılacak bir davada tartışılabilecek bulunmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 07/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.