17. Hukuk Dairesi 2016/3337 E. , 2017/6897 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... Başkanlığı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 03.11.2015 Salı günü davacılar vekili Av.... ile davalı ... Başkanlığı vekili Av.... geldiler. Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle iade edilen dosya ikmal edip tekrar gelmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu otobüsün, davacı ..."in idaresindeki motorsiklete çarpmasıyla oluşan kazada davacının ağır biçimde yaralandığını ve çalışma gücünü kaybettiğini, bakıma muhtaç hale geldiğini, davacı anne ..."nın oğlunun tedavisi için ... tarafından karşılanmayan masraf yaptığını ve oğlunun gelecekteki desteğinden yoksun kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacılar için 1.000,00"er TL. maddi tazminat ve toplam 40.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 31.05.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle, davacı ... için maddi tazminat taleplerini 600.098,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... Başkanlığı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, kazada sürücülerinin kusuru olmadığını, kusur durumunun belirlenmesi için rapor alınması gerektiğini, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı ..."in destekten yoksun kalma tazminatı talebinin, yasal şartları oluşmadığından reddine; davacı ..."in maddi tazminat isteminin kabulü ile 317.385,48 TL"lik maddi tazminat ile 308.251,92 TL. çalışma gücü kaybı tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline; davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davacı ... için 15.000,00 TL. ve davacı ... için 7.500,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle, ceza yargılamasında alınan, birbiriyle uyumlu, oluşa ve dosya kapsamına uygun tespitleri içeren uzman bilirkişi raporlarındaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; dava dilekçesinde, davacı ..."in kazadaki yaralanması nedeniyle bakıma muhtaç hale geldiği ifade edilmek suretiyle, bakıcı giderine ilişkin zararın dava konusu edilmiş olması nedeniyle, bu alacak yönünden de hüküm tesis edilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; manevi tazminatın takdirinde TBK"nın 56 (eski BK 47) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre; davalı ... Başkanlığı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 41. maddesinde (6098 sayılı TBK"nun 49. md.) haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de (TBK"nun değişik 72. md) haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine (TBK"nun 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür) tabi bulunduğu belirtilmiştir.
Buna karşılık 2918 sayılı KTK"nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Maddenin özellikle 2. fıkrasında "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa" ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3. kişi) yapmış olduğu fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağı ifade edilmiştir. Görüldüğü gibi, BK"nun 60. ve 2918 sayılı KTK"nun 109/2. maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir. Aralarındaki tek fark, zamanaşımı süresinin trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından 1 yıl yerine, 2 yıl olarak öngörülmesidir. (TBK"nun 72. maddesi ile bu konuda da paralellik sağlanmıştır.) 2918 sayılı Kanun"un anılan madde hükmünde gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır.Dahası söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür(HGK"nun 5.6.2015 tarih 2014/17-2198 2015/1495 sayılı kararı).
Açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; kaza sonucu davacı ..., kalıcı işgöremezliğe uğrayacak biçimde yaralanmış olup, kazada başkaca ölen ya da yaralanan bulunmamaktadır. Kaza tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK"ya göre zamanaşımı süresi 5 yıldır. Davaya konu trafik kazası 13.04.2001 tarihinde meydana gelmiş, maddi tazminat istemini içeren dava, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak, kısmi dava biçiminde, 22.04.2008 tarihinde açılmıştır. Yargılama sırasında davacı taraf, 31.05.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle, davacı ... yönünden maddi tazminat taleplerini 600.098,00 TL"ye yükseltmiş; davalı ...
Başkanlığı vekili tarafından yasal sürede, ıslah edilen kısma ilişkin olarak zamanaşımı def"i ileri sürülmüştür.
Bu durumda mahkemece, kaza tarihi ile ıslahın yapıldığı tarih arasında, davaya konu olay bakımından uygulanması gereken 5 yıllık ceza zamanaşımı süresinin geçtiği, davalı ... Başkanlığı vekilinin, süresinde zamanaşımı def"ini ileri sürdüğü gözetilerek, bu davalı yönünden ıslah edilen kısım için davacı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-Davacı taraf, davacı ... için 1.000,00 TL. maddi tazminat isteminde bulunmuş, bu davacı yönünden maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, reddolunan bu miktar üzerinden davalı taraf lehine hesaplanan 120,00 TL. nisbi vekalet ücretine hükmedilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan..."nin 12/1-2. maddeleri gereği, dava değeri 3.666,66 TL"nin altında olduğundan, İcra Mahkemeleri"nde takip edilen davalar için tarifeyle belirlenen 440,00 TL"lik vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken,... 12/2. Maddesi gözden kaçırılarak eksik vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... BBaşkanlığı vekilinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı ... Başkanlığı vekilinin, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ... Başkanlığı"na verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.