1. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/13047 Karar No: 2015/14689 Karar Tarihi: 16.12.2015
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/13047 Esas 2015/14689 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2014/13047 E. , 2015/14689 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davacılar, kayden maliki oldukları 40 ve 45 parsel sayılı taşınmazların kullanımının davalılar tarafından engel olunduğunu, haksız müdahalede bulunduklarını ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, iddiaların yerinde olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, elatma olgusunun keşfen saptandığı gerekçesi ile 40 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu susuz tarla niteliğindeki 40 ve 45 parsel sayılı taşınmazların paylı mülkiyet üzere üçüncü kişiler ile birlikte davacılar adına kayıtlı olduğu, davalıların kayıttan ve mülkiyetten kaynaklana bir haklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; TMK"nun 683.maddesine dayalı elatmanın önlenmesi istekli davaların konusunu haksız eyleme dayalı tasarrufların oluşturduğu kuşkuzdur. Eylem kimin tarafından yapılırsa, davanın ona yönelik olarak açılması ve sonucundan onun sorumlu tutulması asıldır. Taşınmazın bir başkası tarafından da tasarruf edilmesi ya da kullanıma sunulması o yeri haklı ve geçerli bir nedene dayalı olmaksızın tasarruf edenin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı da açıktır. Somut olaya gelince; davalılar tüm aşamalarda çekişmeli taşınmazları kullanmadıklarını savunmuş olup, taşınmazları davalıların tasarruf ettiği ya da davacıların kullanımına engel olduklarını kanıtlayacak bir delil de gösterilmiş değildir. Nitekim; yerinde yapılan keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi de davalıların eylemlerine yönelik herhangi bir beyanda bulunmamaktadır. Hâl böyle olunca; kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değlidir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.