8. Ceza Dairesi 2018/6964 E. , 2020/14134 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : İftira
HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Katılanın suç tarihinde Mersin Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığı, lise müdürü olan ... isimli şahsın hakkında soruşturma yapan Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişi olan sanık hakkında yapmış olduğu şikayeti ile ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturmanın başlatılıp soruşturmanın UYAP üzerinden katılana tevzi edildiği, sanık hakkındaki müracaatın görevle ilgili olması nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı"ndan 4483 Sayılı Yasa kapsamından soruşturma izni istendiği, Milli Eğitim Bakanlığı"nca soruşturma izni verilmemesine karar verilmesi üzerine bu kararın kanuna aykırı olduğunu takdir eden katılanın Danıştay 2. Dairesine soruşturma izni verilmesi yönünde itiraz ettiği, bu itirazı öğrenen sanığın, 14.04.2010 günü Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderdiği dilekçesindeki "Elbette Savcılık makamının soruştuma izni ile ilgili itiraz etme yetkisi bulunmaktadır. Ancak bu yetki keyfi olarak, bilgi ve bulgular çarpıtılarak kullanılabilecek bir yetki değildir...", "Ancak Mersin Cumhuriyet Savcısı sayın ..."ın adeta beyazı kara, karayı ak göstermek tabirinden, ifadeleri çarpıtarak yorumlaması karşısında söylecek söz bulamıyorum. Kamu adına doğrunun hakkın savunulucuğunu yapması gerekirken, yanlış yapanlara cesaret verecek, görevini yapan insanları sindirecek tarzda bir yaklaşım sergilemiştir. Öğrencinin cebindeki simit parasına tenazül eden birisiyla ağız birliği etmişcesine hiçbir belge ve bilgiye dayanmayan söz konusu iddiayı, gerçeğe aykırı bir şekilde ... ve... tarafından doğrulandığını söylemek suretiyle, şikayetçi ... ile sanki işbirliği yapıyormuş gibi izlenim vermesi Savcılık makamına olan inancımı ve güvencimi sarsmıştır...", "Bu şekilde gerçekleri bilerek çarpıtmak suretiyle görevini ve yetkisini kötüye kullanan Savcı ... Savcılık kurumuna olan güveni ve inancı sarsıcı bir tavır içine girmiştir." şeklinde sözlerle; 06.04.2010 günü Danıştay Başkankılığı 1. Dairesine hitaben yazdığı dilekçesinde ise "Mersin Cumhuriyet Savcısı ... ise, öğrencinin cebindeki simit parasına tenezzül eden birisiyle ağız birliği etmişcesine hiç bir belge, bilgi ve ifadeye dayanmayan söz konusu iddiayı gerçeğe aykırı bir şekilde ... ve ... tarafından doğrulandığını söylemek suretiyle savcılık makamına olan inancımı ve güvenimi zedelemiştir" şeklindeki ifadelerle kendisine hakaret edildiğini iddia ederek katılanın şikayetçi olması nedeniyle kamu görevlisine hakaret edildiğinden bahisle açılan dava Mersin 3. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından yetkisizlik kararı ile gönderildiği Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi"nce eylem iftira suçu kapsamında görülerek hüküm kurulmuştur.
Sanığın, katılana yönelik olduğu kabul edilen yukarıda açıklanan ifadelerinin muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, iftira boyutuna da ulaşmamıştır. Yapılan eleştiri mahiyetindeki ifadeler sert de olsa, savcının soruşturma devam ederken seçtiği yöntem hakkındadır.Kendilerine belirli idari yetkiler verilmiş görevlilerin, sözlerine ve eylemlerine getirilen eleştirilere daha fazla hoşgörü göstermeleri gerektiği AİHM içtihatlarında kabul edilmektedir. Dolayısıyla, savcının mesleki veya diğer nitelikleri hedef yapılmamıştır. Bu nedenle AİHM’e göre, savcının bu eleştirileri hoşgörü ile karşılaması gerekmektedir.
Yargılamaya konu somut olayda; sanığın, Cumhuriyet Savcısı olan katılan hakkında bağlı bulunduğu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"ne hitaben şikayet başvurusu ve Danıştay"ın ilgili dairesine verdiği dilekçelerindeki suça konu sözlerinin, TCK"nın 128. maddesinde düzenlenen iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığı gibi suç işlemediğini bildiği kimselere suç atmak biçiminde olmayıp Anayasanın 74. maddesi ile garanti altına alınan "anayasal dilekçe-şikayet hakkını" kullanma niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla, yasal unsurları itibariyle oluşmayan suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.