11. Hukuk Dairesi 2015/13328 E. , 2015/13078 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... .. HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2014
NUMARASI : 2014/97-2014/288
Taraflar arasında görülen davada ... .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/07/2014 tarih ve 2014/97-2014/288 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler elektronik ortamda okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya hiçbir borcu olmamasına rağmen iki adet icra takibi başlattığını, ileride de müvekkilini icra tehdidi altında bulunduracağının ihtimal dahilinde bulunduğunu ileri sürerek müvekkilinin, davalıya borçlu olmadığının tespitini, kötüniyet tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sehven başlatılan iki takibin de davacının itirazı üzerine durduğunu, ilamsız icra takibinde borçlunun itirazının üzerinden 1 yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen itirazın iptali davasının açılmadığını, ipotek de fekkolunduğundan takibe devam imkanının bulunmadığını, anılan takiplerin borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlamadığını, hukuki yararın bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, acentelik sözleşmesine dayalı ilamsız icra takibine davacının itiraz ettiği, davalı tarafından itirazın iptali davası açılmadığı, ipoteğin de takipten önce kaldırıldığı, alacaklının itirazın kesin kaldırılmasını talep edemeyeceği gibi ipotek konusu borcun ödendiği, ipotek daha önce fekkedildiğinden davacının şikayet yoluna giderek takibin iptalini sağlayabileceği, artık menfi tespit davası açmada hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı sigorta şirketince davacı aleyhine ... .. İcra Müdürlüğü"nün 2013/5086 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip, ... .. İcra Müdürlüğünün 2014/58 Esas sayılı dosyası ile de ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, esas hakkında başlatılan takibe yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte ise davacıya ödeme emrinin tebliğ edilemediği anlaşılmaktadır.
Borçlunun, hakkında henüz icra takibi başlamadan önce de yapılabilecek olası bir takibi düşünerek, kendisini bir borçla tehdit eden kimseye karşı “böyle bir borcu bulunmadığının saptanması” için dahi menfi tespit davası açabileceği kabul edilmişken, hakkında yürümekte olan bir icra takibi olan borçlunun bu davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunda hiç kuşku olmadığı gibi, böyle bir davayı açmasına da hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır. Alacaklının, borçlu hakkında başlattığı icra takibine, borçlunun itiraz etmek suretiyle takibi durdurması da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını kabule yeterli olmayıp, bu halde dahi borçlu borç tehdidi altındadır.
Kaldı ki, davacı/borçlunun borçlu olmadığını ileri sürerek ilamsız icra takibine itiraz etmesi, ancak takibin durmasını sağlamakta olup, icra takibini ortadan kaldırmamaktadır. Ayrıca, davacı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinde ödeme emrinin davacıya tebliğ edilmediği elektronik dosyada taranan evraktan anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, davalı/alacaklının alacağını isteme ve dava açma tehdidi altında bulunması nedeniyle de davacının menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı vardır.
Tüm bu açıklamalar ve özellikle İİK’nun 72. maddesinde icra takibinden önce de menfi tespit davası açılmasına cevaz verilmesi karşısında, yerel mahkemenin, ipoteğin fekki sebebiyle davalının itirazın kesin kaldırılmasını talep edemeyeceği, davacının şikâyet yoluna giderek takibin iptalini sağlayabileceği ve menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı yolundaki gerekçesi yerinde görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.