12. Ceza Dairesi 2016/4714 E. , 2017/10906 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/1, 62, 53/1, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Katılanlar vekilleri Av. ... ve Av. ..."ın, aynı zamanda katılan ... vekili sıfatı ile verdiği temyiz dilekçesinin incelenmesinde;
Av. ... ve Av. ..."ın katılan ... vekili olduğuna dair dosya içerisinde vekaletnamesinin bulunmadığı, baro görevlendirmesi de olmadığı anlaşılmakla, bu suretle adı geçenlerin katılan vekili sıfatı ile hükmü temyize hak ve yetkisinin olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Katılanlar vekilleri ve sanık müdafinin sanığın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
03.07.2014 tarihli duruşma zaptının ilk sayfasında hakim ve zabıt katibinin imzası eksik ise de ikinci sayfada hakim imzası bulunması karşısında bu husus sonuca etkili görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin ve katılanlar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Olay tarihinde gece, saat:19.45 sıralarında sanık ..., yönetimindeki otomobil ile yan yoldan seyri sırasında olay yerine geldiğinde, solundaki bölünmüş yol üzerinde aynı yönde seyretmekte olan temyiz dışı sanık ..."ın yönetimindeki servis otobüsünden inip, bölünmüş yol ile yan yolu ayıran orta refüj üzerinden yolun karşısına geçmek üzere aniden yan yola giren yaya ..."a aracının ön sol kısmı ile çarpması sonucu yayanın, çarpma noktasının 27,50 m. ilerisine fırlayarak düştüğü ve öldüğü olayda; kaza tespit tutanağında sanığın ve ölenin eşit kusurlu olduğu, 20.11.2013 tarihli tarfik bilirkişi raporunda sanığın asli kusurlu, ölenin tali kusurlu olduğu, Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi raporunda ise sanığın tali kusurlu, ölenin asli kusurlu olduğu tespit edilmiş olup,18.11.2014 tarihli trafik bilirkişi raporunda ise sanığın tali kusurlu,ölenin asli kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, bilirkişi raporları arasında çelişki olduğu anlaşılmakla, sanığın kusur tespitine ilişkin olarak dosyanın Karayolları Fen Heyeti ya da İstanbul Teknik Üniversitesi"ne gönderilerek yeniden rapor aldırılması sonrasında sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-5237 sayılı TCK"nın 50. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın geçmişi, kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiği, TCK"nın 50/4. maddesi hükmü uyarınca taksirli suçlardan dolayı hükmedilen hapis cezasının uzun süreli de olsa, diğer koşulların varlığı halinde adli para cezasına çevrilmesinin mümkün olması göz önüne alınarak; dosya içeriğine göre; adli sicil kaydı bulunmayan, dosyaya olumsuz bir tavrı da yansımayan, hakkında takdiri indirim nedenleri uygulanan sanık hakkında, “verilen ceza miktarı” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile paraya çevirme hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmesi,
2-Taksirle işlenen suçlarda TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanamayacağının gözetilmemesi,
3-Sanığın tutuklulukta geçirdiği sürenin mahkum olduğu cezadan TCK"nın 63.maddesi gereğince mahsup edilmemesi,
4-Taksirli suçlarda iştirak hükümlerinin uygulanma imkanının bulunmadığı ve sanıkların birlikte suç işlemedikleri hususları dikkate alınarak, yargılama giderinin sanık ile birlikte aynı suçtan hakkında verilen hüküm temyize gelmeyen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen kişiden eşit olarak tahsiline karar verilmesi yerine müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verilmesi,
5-Katılan Serap Yeşilçimen"in adı ve soyadı ile, sanığın tutuklama-tahliye tarihlerinin gerekçeli karar başlığına yazılmaması sureti ile CMK"nın 232/2-b,d hükümlerine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 26.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.