MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, suç uydurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuk hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
... Cumhuriyet Başsavcılığının 20.03.2008 tarih ve 2008/175 esas sayılı iddianamesi ile, “şüpheli ..."in Kurban Bayramının birinci günü olan 22 Aralık 2007 günü 13 yaşlarında bulunan mağdure ..."ı annesinin çağırdığını söyleyerek hile ile kendi evine götürdüğü, burada mağdureyi bıçakla tehdit ederek zorla tecavüz ettiği, bu konuyla ilgili olarak şüpheli hakkında çocuğa karşı cinsel saldırı suçundan Ağır ceza mahkemesine dava açılması için fezleke düzenlenerek evrakın ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, 22.01.2008 günü 13 yaşındaki müşteki ..."ın ... ile anlaşarak şüphelinin evine kaçıp iki hafta kadar burada kaldıkları" iddiası ile kamu davasının açıldığı, bu arada ... Ağır Ceza Mahkemesine de suça sürüklenen çocuk hakkında 22.12.2007 tarihinde işlediği iddia edilen eylemlerle ilgili olarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlarından kamu davası açıldığı, bu davada suça sürüklenen çocuk ile katılan mağdurenin alınan beyanlarında böyle bir olayı kurgulamak suretiyle ailelerini kendilerini evlendirmeye mecbur kılmak istediklerini, aslında böyle bir olay olmadığını ifade etmeleri üzerine, suça sürüklenen çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan beraati ile hakkında suç duyurusunda bulunulmasından sonra suça sürüklenen çocuk ile katılan mağdurenin...Asliye Ceza Mahkemesinde, önceden kararlaştırdıkları gibi suça sürüklenen çocuğun evinde bir hafta kalmalarının ardından katılan mağdurenin ailesinin evinde de üç-dört gün kaldıklarını belirttikleri tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, mevcut haliyle suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde onüç yaşında olup rızası hukuken geçerli sayılmayan katılan mağdureyi cebir, tehdit ya da hile olmaksızın evinde alıkoyması nedeniyle eylemine uyan TCK"nın 109/1, 3f, 5 ve 110. maddeleri gereğince mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde aynı Kanunun 109/2, 3f, 5, 110. maddeleri ile hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de,
5271 sayılı CMK"nın 226/2. maddesine aykırı olarak, suça sürüklenen çocuğa ek savunma hakkı tanınmadan 5237 sayılı TCK"nın 109/2. maddesinin uygulanması,
Daha önce verilen mahkûmiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen ve denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle yeniden hüküm kurulan suça sürüklenen çocuk hakkındaki hapis cezasının 5271 sayılı CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca ertelenemeyeceğinin gözetilmemesi
Suça sürüklenen çocuk hakkında suç uydurma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Adli sicil kaydına göre daha önceden hapis cezası mahkûmiyeti bulunmayan ve nüfus kaydına göre suç tarihinde onsekiz yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK"nın 50/3. maddesi gereğince aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı bulunan seçenek tedbirlerden birine çevrilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması,
Daha önce kurulan mahkûmiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen ve denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle yeniden hüküm kurulan suça sürüklenen çocuk hakkındaki hapis cezasının CMK.nın 231/11. maddesi uyarınca ertelenemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.