14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/2412 Karar No: 2010/3058 Karar Tarihi: 22.03.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/2412 Esas 2010/3058 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/2412 E. , 2010/3058 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.03.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, irtifak hakkına dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiş, 03.06.2009 tarihli bilirkişi raporunda sarı renkle gösterilen 18.92 m2’lik yerin yıkılması suretiyle davalının elatmasının önlenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Dosyada yer alan tapu kayıt örneğinden 1423 ada 880 parselin birden fazla gerçek kişi adına paylı mülkiyet rejimine tabi olarak tapuda kayıtlı olduğu, üstelik davalının kayıt malikleri arasında yer almadığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan Türk Medeni Kanununun 718. maddesi hükmüne göre taşınmaz mülkiyetinin kapsamına yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer. Kısaca, 880 sayılı parsel üzerindeki yıkımı hüküm altına alınan yapının malikleri kayıt maliki olan paydaşlardır. Türk Medeni Kanununun 688 maddesinde paylı mülkiyet “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmaları” şeklinde ifade edilmiştir. Bu tanıma göre paylı mülkiyetin söz konusu olabilmesi için; birden fazla kişinin bir mala paylı malik bulunması ve bu malın malikleri arasında maddi olarak paylaşılmış olunmaması gerekir. Paylı mülkiyette, mülkiyet hakkına sahip birden ziyade kişi olmasına rağmen, eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı mevcut bulunur. Davanın taşınmazın paylı maliklerine yöneltilmesi gerekir. Mahkemece, yapılan bu saptama bir yana bırakılarak malik olmayan davalı huzurunda yargılama yapılıp, çekişmenin esasının incelenmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 22.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.