Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/9241
Karar No: 2014/13045
Karar Tarihi: 22.09.2014

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/9241 Esas 2014/13045 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, Kamulaştırma Yasası uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili için açılan davayı kabul etti. Ancak, Yargıtay bu kararı bozdu ve değerlendirme yaparken sulama kaynakları ve üretim masrafları gibi önemli faktörleri dikkate almadığı için davanın reddedilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, kamulaştırma bedelinin belirtilmemiş olması, Mahkeme'nin diğer davalardaki resmi verileri dikkate almaması ve mülkiyet hakkının ihlal edilen kamulaştırma bedelinin tespit davalarında tazminat ödenmesi gerektiği de belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 4650 sayılı Kanun'un 11. maddesi ve 6459 sayılı Kanun'un 6. ve 29. maddeleri açıklanmıştır.
18. Hukuk Dairesi         2014/9241 E.  ,  2014/13045 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 20/02/2014
    NUMARASI : 2013/408-2014/101

    Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Ancak;
    1-Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmazın dava tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmekte olup bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşıdığından; bilirkişi kurulu raporunda, dava konusu taşınmaz "keşif anında bölgenin tümünün sondajla sulama imkanı olması nedeniyle taşınmazı sulu veya sulanabilir tarım arazisi" olarak değerlendirilmiş ise de; sulama kaynağının ne olduğu açıkça gösterilmeden (taşınmazın üzerindeki bir su kaynağından veya yakınındaki bir dereden sulanıp sulanmadığı), sulamanın taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, dereden sulanıyorsa bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama ya da başka bir sistemle mi taşınmaza ulaştığı, yeraltı suyundan hangi sistemle yararlanıldığı hususları ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılarak belirlenmeden, pompalama veya damla sulama yöntemi ile yapılan bir sulama varsa bunun için yapılacak giderlerin de üretim masraflarına ilave edilmesi gerektiği düşünülmeden bölgenin tümünün sondajla sulama imkanı olması nedeniyle taşınmazın sulu veya sulanabilir tarım arazi olarak kabul edilmesi ve bu yönde düzenlenen bilirkişi kurulu raporuna dayalı hüküm kurulması,
    2-Dairemize aynı yöreden intikal eden Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/362 Esas 2014/151 Karar, Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/368 Esas 2014/157 Karar, Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/374 Esas 2014/163 Karar, Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/375 Esas 2014/164 Karar sayılı dosyalarının incelenmesinden, dosyalar içerisinde hem 2013 yılı il gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğünün resmi veri cetveli hem de bilirkişi raporuna ekli 2013 yılı il gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü veri cetveli fotokopisi olduğu, mevcut dava dosyasında ise il gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğünün resmi verilerinin bulunmadığı, bilirkişi raporuna ekli 2013 yılı il gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü veri cetveli fotokopisi bulunduğu, kaldı ki adı geçen dosyalarda bilirkişi raporuna ekli il gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü veri cetveli ile il gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğünün resmi verilerinin birbirleri ile çelişkili olduğu anlaşılmış olup mahkemece il gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğünün 2013 yılı resmi verilerinin getirtilerek aradaki çelişkinin giderilmeden karar verilmiş olması,
    3-Tespit edilen ve hükmolunan kamulaştırma bedelinin kararda belirtilmemiş olması,
    4-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı Kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa"nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
    Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
    Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı Yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi"nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla Kamulaştırma Kanunu"nun 27. maddesi gereğince acele el koyma dosyasında tespit edilen ve bankaya bloke edilen bedelin mahsup edilerek fark bedeline dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,
    Doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 22.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi