BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/120 Esas 2019/886 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2019/120
Karar No: 2019/886
Karar Tarihi: 19.09.2019

BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/120 Esas 2019/886 Karar Sayılı İlamı


BAKIRKÖY (3) NO'LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2019/120
KARAR NO : 2019/886

#
DAVA : Kooperatifin İhyası
DAVA TARİHİ : 20/02/2019
KARAR TARİHİ : 19/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatifin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi'ne verdiği 20/02/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde;Müvekkilleri ile davalı ...Kooperatifi arasında avukatlık / hukuki danışmanlık ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin yaklaşık 20 yıl boyunca, davalı kooperatife avukatlık ve danışmanlık hizmeti verdiğini, kooperatif üyelerinin emekleri ve birikimleri zayi olmasın diye üzerine düşen görevi layıkı ile tamamladığını ve kooperatifi tasfiye sürecine kadar getirdiğini, taraflar arasında akdedilen 15/11/1998 tarihli avukatlık hizmet sözleşmesi gereğince; müvekkiline aylık 1.000 USD ücret ödenmesi kararlaştırıldığını, ne var ki 20 yıl boyunca ilk bir kaç aylık danışmanlık ücreti dışında hiçbir ücret ödenmediğini, uğraşı ve emeğinin karşılığı olan ücretini alamamasına rağmen müvekkillerin iyi niyetli olarak, kooperatif yöneticilerinin rica ve minnet dolu taleplerine kayıtsız kalmadığını, kooperatif tasfiye edilene kadar tüm görevlerinin layıkı ile yerine getirdiğini ve sözleşmesel yükümlülüğünü ifa ettiğini ancak müvekkillerinin tüm bu iyiniyetli davranışları karşılıksız kaldığını, tüm sözlü ve yazılı uyarılarına rağmen müvekkillerin avukatlık ücreti alacağı kendilerine ödenmediğini, Kooperatifin yasal olarakta tasfiye sürecine girmesi üzerine, müvekkilleri tarafından adına tahakkuk eden ücret ödenmediği takdirde yasal yollara başvurulacağını ve bu suretle alacağını tahsil cihetine gidileceği kooperatif yöneticilerine defalarca ihtar edildiğini, ne var ki tüm bunlara rağmen, tasfiye memurları tarafından müvekkillerin alacağı ödenmeksizin ve kendilerine haber verilmeksizin kooperatif tasfiye edildiğini ve Ticaret Sicil Kaydından silindiğini, ticaret sicil kayıtlarında tüzel kişiliğin ortadan kalmış ise de tüzel kişiliğin hukuken sona erdiğinin kabul edilebilmesi için tasfiye işleminin eksiksiz ve kanuna uygun olarak tamamlanması gerektiğini, ancak gerek tasfiye kararının alındığı tarihte ve gerekse de sicilden terkin edilen tarihte müvekkilleri kooperatiften alacaklı olduğunu, alacakları ödenmeden kooperatif tasfiye kurulu tarafından kanuna aykırı olarak tasfiye işlemini yapıldığını, bu suretle müvekkillerinin haklarına tecavüz edildiğini, müvekkilinin hukuki haklarını koruyabilmesi ve alacağına kavuşması adına gerek Arabuluculuk Müessesine başvurmak ve gerekse icap eden davaların ikame edilebilmesi adına kooperatifin yeniden ihyası gerekli olup, bu nedenle davalı kooperatifin ticaret sicildeki terkin kaydının iptalini, davalı kooperatifin yeniden ihyasını, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin de karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı tasfiye memurları vekilinin 19/03/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf dava dilekçesinin ekinde bulunan sözleşmeye binaen alacaklı olduğu iddiası ile davalı kooperatifin yeniden ihyasını talep ettiğini, davacıların, davalı kooperatiften herhangi bir hak ve alacakları bulunmadığını, dava dilekçesinin dayanağı olan sözleşmenin incelenmesinde 1 Yıl sınırlı süreli olduğu ve sözleşmenin imza tarihi itibariyle 15/11/1999 tarihinde sona erdiği görüldüğünü, 6098 Sayılı TBK'nın 147/5 maddesinde vekalet ücreti alacağının 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğunun hüküm altına alındığını, iş bu emredici hukuk normu karşısında dava konusu sözleşmenin 1998 yılında yapıldığını ve 1 yıl süreli olduğu göz önüne alındığında talebin zaman aşımına uğradığını, bütün bu bilgiler ışığında davacıların ihyası talep edilen kooperatiften herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını bu nedenle davalarının reddine karar verilmesi gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, hukukî niteliği itibariyle; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 98.maddesi yollamasıyla TTK'nun 545.ve devamı maddeleri uyarınca açılmış kooperatifin ihyası ile ticaret siciline tescili davasıdır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; .... sicil nosunda kayıtlı Tasfiye halinde .... Kooperatifinin tasfiye sonunda 20/12/2017 tarihinde sicilden terkin edildiği anlaşılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde ihyası istenen kooperatifin terkin olmadan önce merkez adresinin Bakırköy / İstanbul olduğu, buna göre mahkememizin 6102 sayılı TTK'nun 547/1 maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, incelenen takip dosyası, ticaret sicil kayıtları birlikte değerlendirildiğinde ;Kooperatiflerin tasfiyesinde 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 98.maddesi yollamasıyla 6102 sayılı TTK'nın 536 ilâ 548 maddelerinde düzenlenen anonim şirketlerin tasfiyesine ilişkin hükümler uygulanmaktadır. Kooperatiflerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesiyle sona erer. Ancak tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilden silinmiş olsa bile kooperatif tüzel kişiliğinin sona erdiği kabul edilemez. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda bir hukuki işlemdir. Bu karar ve işlemin hataya dayanması halinde gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hata veya kasta dayalı şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasını, gerek o işlemi gerçekleştirenler, gerekse bundan zarar görenler isteyebilirler, ayrıca tasfiye halinde bulunan bir kooperatiften alacaklı olan kişinin yapılan ilanlara rağmen alacağını yazdırmaması alacağın düşmesini gerektirmez.
Somut uyuşmazlıkta; davacıların avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının tahsiline yönelik dava açması ve işlemlerinin yürütülüp sonuçlanması gerektiğinden davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğundan kooperatifin ihya edilmesi gerektiğinden davanın kabulüne, kooperatifin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına, karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün .... sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye nedeniyle sicilden terkin olan Tasfiye Halinde.... KOOPERATİFİ'nin tüzel kişiliğinin davacıların avukatlık ücreti alacağının tahsili amacıyla açacağı davalar ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için eski tasfiye memurları olan davalılar ..., ... ve ...'ın kooperatife tasfiye memuru olarak ATANMALARINA,
3-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde TESCİL VE İLANINA, tescil ve ilan masraflarının ileride davalı tasfiye memurlarından tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça KARŞILANMASINA,
4-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
5-Davacı tarafından yapılan 15 adet tebligat+posta gideri olan ¨ 155,90 yargılama giderinin davalılar ..., ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı ... Müdürlüğü'nün yasal hasım olması nedeniyle bu davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre hesap edilen ¨2.725,00 ücreti vekaletin tasfiye memuru ..., ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨480,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2'nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete'de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360'ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalı tasfiye memurları vekilinin yüzlerine karşı,davalı ... müdürlüğünün yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.19/09/2019

Başkan ...
☪e-imzalıdır.☪
Üye ...
☪e-imzalıdır.☪
Üye ...
☪e-imzalıdır.☪
Kâtip ....
☪e-imzalıdır.☪

"İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR."

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.