Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/750
Karar No: 2017/939
Karar Tarihi: 12.04.2017

Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2017/750 Esas 2017/939 Karar Sayılı İlamı

9. Ceza Dairesi         2017/750 E.  ,  2017/939 K.

    "İçtihat Metni"

    İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
    İtiraz Edilen Daire Kararı : 08.04.2015 tarih ve 2015/522-2015/4469 sayılı
    onama kararı
    İtirazla İlgili Mahkeme Kararı: . Ağır Ceza Mahkemesi"nin 11.07.2013 tarih ve 2013/43-2013/211 sayılı kararı
    İtirazla İlgili Hüküm : Mahkumiyet
    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazı ve ekindeki dava dosyası, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun"un 99. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesine eklenen 2 ve 3. fıkralar kapsamında bir bütün olarak incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanıklar hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan açılan davanın yargılaması sonunda Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 11.07.2013 tarih ve 2013/43-2013/211 sayılı kararı mahkumiyet kararının sanıklar ve sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08.04.2015 tarih ve 2015/522-2015/4469 sayılı kararı ile "ONANMASINA" oybirliğiyle karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 05.04.2017 tarihli itiraz dilekçesinde;
    ""Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 11.07.2013 gün ve 2013/43-2013/211 sayılı kararı ile uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ..."in TCK 188/3, 43, 62/1, 52/2, 4, 53/1, 3, 63, 54. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis ve 5.000. TL adli para cezası, sanık ..."un TCK 188/3, 43, 62/1, 52/2, 4, 53/1, 3, 63, 54, 58/6-7. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis ve 5.000. TL adli para cezası ile tecziyelerine karar vermiştir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 28.4.2015 tarih, 2014/848-2015/136 sayılı ve 30.6.2015 tarih, 2015/230-2015/262 tarihli kararlarında da açıklandığı üzere, somut olaylarda yerel mahkemenin, 5237 sayılı TCK"nın 43 üncü maddesinin tatbikine dair uygulanması yerinde değildir.
    Şöyle ki;
    Esas olan gizli soruşturmacı görevlinin, bir suç işlendiğini tespit ettiğinde suç işleyeni yakalayıp yargı önüne çıkarmasıdır. Adli kolluk görevlilerinin amacı, uyuşturucu madde satın almak değil, sanığın bulunduğu mahalde uyuşturucu madde ticareti yapan kişileri tespit edip, bu suça ilişkin delilleri toplamak olup, aldıkları uyuşturucu maddeyi devralma ve mal edinme iradeleri olmadığından somut olaylarda gerçek alım satım söz konusu olmayıp, gerçekleştirilen eylem sanıkların suçlarını delillendirme işlemidir.
    Somut olaylarda gizli soruşturmacı 08.11.2012 günü saat 16.35 de ......, 09.11.2012 günü saat 15.22 de ..., 02.11.2012 günü Yusuf"tan, 08.11.2012 günü ...., 10.11.2012 günü ..., 03.12.2012 günü ..., uyuşturucu maddeler satın almıştır. Böylece sanıkların satmak için uyuşturucu madde bulundurma suçları belirlenmiş ve delil elde edilmiştir.
    Buna rağmen gizli soruşturmacının ... 08.11.2012 tarih saat 16.43 de, ... 09.11.2012 tarih saat 15.30 ve 15.45 ile 02.12.2012 tarihinde, ... 03.12.2012 tarihinde, ... 09.11.2012 ve 10.11.2012 tarihlerinde, ... 02.12.2012 tarihinde, ... 08.12.2012 tarihinde, tekrar uyuşturucu madde almaları, sanıklar açısından ayrıca suç oluşturmamalıdır.
    Zincirleme suç hükümleri uygulanarak sanıklara fazla ceza verilmeyeceğinden hükümlerin bozulmasına karar verilmesi" düşüncesiyle Dairemiz kararına karşı itirazda bulunmuştur.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile Dairemiz arasındaki uyuşmazlık, sanıklar hakkında TCK"nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tespitine ilişkindir.
    Sanıklar hakkında ilamın incelenmesinde; kolluk görevlilerinin sanıklardan ilk defa uyuşturucu madde almaları üzerine esasen tek bir alım olayı ile "satmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçunun ve failinin belirlendiği delillerinin elde edildiği ancak böyle bir durumda kolluk görevlilerinin aldıkları uyuşturucu maddeyi devralma ve mal edinme iradeleri bulunmadığından gerçek anlamda bir alım-satım ilişkisinden söz edilemeyeceği, dolayısıyla ilk alımdan sonra kolluk görevlilerinin sanıklardan yeniden uyuşturucu madde almaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinin delil elde etme faaliyeti kapsamında olduğu, sanıkların sonraki alımlara konu uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi önceki alımlardan sonra temin ettiğine ilişkin delil bulunmadığından satmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmanın temadi ettiği ve sonraki alımların TCK"nın 43. maddesi anlamında ayrı bir suç oluşturmayacağı anlaşıldığından, itiraz yerinde görülerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
    KARAR;
    1- İtirazın kabulü ile itiraza konu Dairemizin 08.04.2015 tarih ve 2015/522-2015/4469 sayılı kararının sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden kaldırılmasına,
    2- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkındaki hükümlerin incelenmesinde:
    Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp sanıkların suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfi tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde düzeltme nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar ve sanık ... ... müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun Dairemizce de benimsenen 28.04.2015 tarih, 2014/462 esas ve 2015/135 sayılı kararında da belirtildiği üzere, CMK"nın 139. maddesinin 4 ve 5. fıkralarındaki açık hükümler karşısında; gizli soruşturmacının ancak suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, TCK"nın 220. maddesinde tanımlanan suç) ve suç işlemek için kurulan bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmeleri şartıyla sadece aynı maddenin yedinci fıkrasında sayılan suçlar için görevlendirilebileceği, olayımızda ise sanıkların eylemlerinin örgüt faaliyeti kapsamında olmayıp bireysel olarak uyuşturucu madde satma niteliğinde olduğu, ancak kolluk görevlilerinin Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda ve genel görevi kapsamında, suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmek amacıyla kimliklerini gizleyerek alıcı rolüne girip sanıklardan uyuşturucu madde almalarının mümkün olduğu, bu şekilde faaliyette bulunan kolluk görevlilerini kimliğini gizleyen alıcı görevli olarak kabul etmek gerektiği ve elde edilen delillerin hukuka uygun bulunduğu,
    Somut olaya gelince; asıl amaçları uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak olmayıp suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibaret olan gizli soruşturmacıların sanıklardan ilk defa uyuşturucu madde almaları üzerine esasen tek bir alım olayı ile "satmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçunun ve failinin belirlendiği, delillerinin elde edildiği, ancak böyle bir durumda kolluk görevlilerinin aldıkları uyuşturucu maddeyi devralma ve mal edinme iradeleri bulunmadığından gerçek anlamda bir alım-satım ilişkisinden söz edilemeyeceği, dolayısıyla ilk alımdan sonra görevlilerin sanıklardan yeniden uyuşturucu madde almaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinin delil elde etme faaliyeti kapsamında olduğu, sanıkların sonraki alıma konu uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi önceki alımdan sonra temin ettiğine ilişkin delil bulunmadığından satmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmanın temadi ettiği ve sonraki alımın TCK"nın 43. maddesi anlamında zincirleme suç oluşturmayacağı gözetilmeden sanıklar hakkında yazılı şekilde uygulama yapılarak fazla ceza tayini,
    Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK"nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin hüküm fıkralarından çıkartılarak, sonuç cezaların 5 yıl hapis ve 3.320 TL adli para cezasına indirilmesi suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi