22. Hukuk Dairesi 2014/27677 E. , 2016/2526 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili işçinin davalılara ait işyerinde tır şoforü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... temsilcisi, davacının iş sözleşmesini kendi isteğiyle sona erdirdiğini, işçinin müvekkilini ibra ettiğini, dava konusu alacak taleplerinin haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davacının müvekkili şirketin işçisi olmadığını, ihale makamı olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık vardır.
Alt işveren; bir iş yerinde yürütülen mal ve hizmet üretimine ilişkin asıl işin bir bölümünde veya yardımcı işlerde, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren alanlarda iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini, sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımlamalara göre asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığından söz edebilmek için iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekmektedir.
Somut olayda, davacının, davalılardan ... nezdinde tır şoförü olarak çalıştığı sabittir. Dosyaya sunulan, davalılar arasında imzalanmış, “mamul taşıma sözleşmesi” başlıklı sözleşme ile, davalı ... ."nin seramik üretimlerinin, yurdun tüm il ve ilçe merkezlerindeki bayi, mağaza deposu ve bayinin göstereceği adreslere götürülmesi ve geri gelecek malların nakliyesi işinin davalı ... tarafından yapılması kararlaştırılmıştır. Mahkemece, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu kabul edilerek, davalı ... , hüküm altına alınan alacaklardan, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinin altıncı fıkrası gereğince asıl işveren sıfatıyla sorumlu tutulmuştur. Ne var ki, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kabulü için, davalı ... "nin, diğer davalı ... ."den aldığı iş için görevlendirdiği işçilerini, sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştırması zorunludur. Dinlenen davacı asil ... ise, “..."ten çıkarken ... fabrikasının yüklerini götürüyordum. Dönüşte de ..."nun başka firmalarla da anlaşması olduğundan dolayı o firmalardan yük alıp ... fabrikası dışında fabrikalara yük götürdüğümüz oluyordu. Genelde dönüşte ..."in hammaddesi olan kil getiriyorduk. Bu genellikle %90 oranında oluyordu. Ancak bazen havanın durumuna göre maden ocağına giremediğimizden dolayı farklı yükler getirdiğimiz oluyordu. Biz genellikle ..."ın ürünlerini taşırdık. Ancak ..."ın işlerinin yavaşladığı zamanlar, çok nadir olarak ..."na bağlı olarak başka firmaların yükünü taşıdığımız oldu. Ancak çok nadir yapılan birşeydi.” şeklinde beyanda bulunmuş olup, söz konusu delil karşısında münhasırlık şartının somut olayda oluşmadığı anlaşılmaktadır. Dairemizce incelenen emsal 2014/23993 esas ve 2015/35441 sayılı karar ve “mamul taşıma sözleşmesi, davacı asil beyanı ve tüm dosya kapsamı birlikte dikkate alındığında davalılar arasında, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin oluşmadığı; anılan sebeplerle davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.