11. Hukuk Dairesi 2015/5745 E. , 2015/13031 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : .... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2014
NUMARASI : 2013/592-2014/611
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/11/2014 tarih ve 2013/592-2014/611 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra
işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı; Ankara Büyükşehir Belediyesi"ne ait iştiraklerden olan davalı şirketin 29.3.2013 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında bir yıl süreyle görev yapmak kaydıyla yönetim kurulu üyesi olarak seçildiğini, 8.7.2013 tarihinde kendisinden habersiz olarak yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında herhangi bir haklı neden gösterilmeksizin yönetim kurulu üyeliğinden azledildiğini, söz konusu toplantıda yönetim kurulu üyelerinin yeniden seçilmesi şeklinde muğlak bir ibareye dayanılarak kendisiyle birlikte görev yapan onbir yönetim kurulu üyesinin görevine son verildiğini, kendisi hariç diğer yönetim kurul üyelerinin yeniden seçildiğini, kendisinin yerine seçilen kişinin aynı nitelik ve unvanda olduğunu, 6102 sayılı yasanın 364/2. maddesi uyarınca haksız azil nedeniyle tazminat isteme hakkının sağlanıldığını, haksız azil nedeniyle aylık 3.500,00 TL olan huzur hakkı alacağından mahrum kaldığını ileri sürerek 8.7.2013 tarihinden itibaren görev süresinin bitim tarihi olan 29.3.2013 tarihine kadar mahrum kalınan 30.566,66 TL"nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davalının müvekkil şirkette denetim kurulu üyesi olarak çalışmakta iken 29.3.2013 tarihli genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyesi olarak seçildiğini, şirketin sermaye arttırımı yapma ihtiyacı nedeniyle ortakların olağan üstü toplantı yapmasının gündeme geldiğini, bu sırada yönetim kurulunun durumunun da gündeme alındığını, davacının bu toplantıda genel kurul tarafından alınan karar uyarınca yönetim kurulu üyeliğinde azledildiğini, müvekkil şirketin artan sermayesi ve kapasitesi gözetilerek daha aktif ve çözüm odaklı yönetim anlayışının benimsenmesi nedeniyle davacının yeni oluşan yönetim kurulunda görevlendirilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davanın azledilen yönetim kurulu üyesinin görev süresinin kalan dönemine ilişkin huzur hakkının ödenmesi istemine ilişkin olduğu davacının 29.3.2013 tarihli genel kurulda aylık 3.500,00 TL ücretle bir yıllığına yönetim kurulu üyesi olarak atandığını, 8.7.2013 tarihli genel kurul toplantısında davacıyla birlikte atanan yönetim kurulu üyelerinin yeniden bu göreve getirilmesine karşın davalının yerine başka birinin yönetim kurulu üyesi olarak atandığı, davacının yönetim kurulu üyeliğinden azlinin haksız olduğu iddiasıyla 6102 Sayılı TTK"nın 364/2. maddesi uyarınca tazminat isteminde bulunduğu, davalı şirketin haklı nedenle azil hususunu ispatlamasının gerektiği, davalı tarafından bu hususu ispatlar mahiyette delil sunulamadığı davacının azil tarihi ile görev süresinin bitimine kadarki gelirden mahrum kalması nedeniyle bu döneme ilişkin alacak isteminde haklı olduğu gerekçesiyle 30.566,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TTK"nın 364/2. maddesi uyarınca anonim şirket yönetim kurulu üyesinin haksız azli nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davacının azlinin haklı sebebe dayanmadığı, TTK"nın 364/2. maddesi uyarınca tazminat isteme hakkının bulunduğu hususunda yapılan değerlendirmede bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak, 6102 Sayılı TTK"nın 364/2. maddesinde tazminat miktarının nasıl belirleneceği hususun bir hüküm yer almamaktadır. Bununla birlikte anonim şirket yönetim kurulu üyesi ile şirket arasındaki hukuki ilişkilere somut olayın niteliğine uygun olacak biçimde hizmet akti veya vekalet aktine ilişkin hükümler kıyasen uygulanabilecektir. Davacı tarafından yönetim kurulu üyesi seçilmesine dair genel kurul kararına uyulması halinde kazanılması muhtemel ücretlerin dava konusu edilmesi ve davacının belirli süreyle yönetim kurulu üyesi olarak görev yapacak oluşu gözetildiğinde somut olaya belirli süreli hizmet aktine ilişkin yasa hükümlerinin uygulanması yerinde olacaktır. TBK"nın 438. maddesinde "İşveren, haklı sebep olmaksızın hizmet sözleşmesini derhâl feshederse işçi, belirsiz süreli sözleşmelerde, fesih bildirim süresine; belirli süreli sözleşmelerde ise, sözleşme süresine uyulmaması durumunda, bu sürelere uyulmuş olsaydı kazanabileceği miktarı, tazminat olarak isteyebilir. Belirli süreli hizmet sözleşmesinde işçinin hizmet sözleşmesinin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir, tazminattan indirilir. Hâkim, bütün durum ve koşulları göz önünde tutarak, ayrıca miktarını serbestçe belirleyeceği bir tazminatın işçiye ödenmesine karar verebilir, ancak belirlenecek tazminat miktarı işçinin altı aylık ücretinden fazla olamaz." şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir. Bu madde uyarınca somut olay değerlendirildiğinde, davacı yararına hükmedilebilecek tazminat miktarı yönetim kurulu üyesi seçilen süre boyunca elde edilebilecek gelir olmakla birlikte bu miktardan yönetim kurulu üyeliğinin sona ermesi nedeniyle tasarruf edilen miktarlar ile başka bir işten elde edilen gelir veya bilerek elde etmekten kaçınılan gelirin tenkisi gereklidir. Mahkemece TBK"nın 438/2. maddesi uyarınca davacı yararına hükmedilecek tazminat miktarından tenkis yapılmasını gerektirir bir durum olup olmadığı hususunda bilirkişi raporu alınıp sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz eden davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.