Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/299
Karar No: 2017/6125
Karar Tarihi: 26.09.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/299 Esas 2017/6125 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/299 E.  ,  2017/6125 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, eşinden boşanmasına rağmen fiilen birlikte yaşamayı sürdüren davalıya yersiz olarak ödenen ölüm aylıkları ile tedavi giderlerinin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak ilamda belirtildiği şekilde itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum vekili ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, yerel Mahkeme tarafından, kararın taraflara tebliğ edilmesine rağmen süresinde temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden bahisle, temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
    Bu kez, temyiz isteminin reddine ilişkin 15.11.2016 günlü ek kararın davacı tarafından yasal süresi içinde temyiz edilmesi üzerine, Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Bazı maddeleri dışında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/1. maddesine göre “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa, bilinen son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. Aynı kanunun 10/2. maddesine göre “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine eklenen ikinci fıkrasına göre, “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 9. maddesi ile değişik 7201 sayılı Kanunun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
    Mahkemece, gıyabi hükmün, aleyhine hüküm kurulan davalının dava aşamasında tebligatların yapıldığı ve davalının bilinen en son adresi yerine adres kayıt sisteminde yazılı bulunan adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na aykırı olarak tebliği usulsüz olup, gerekçeli karar kendisine usulüne uygun tebliğ edilmeyen davacının 28.10.2016 günü temyiz yoluna başvurduğu belirgin olmakla, temyiz başvurusunun yasal süresi içinde gerçekleştiğinin kabulü ile 15.11.2016 tarihli “temyiz isteminin reddi” kararının bozulmasına,
    2-) Davacının işin esasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
    a-) Dosyaya ilişkin 03.11.2015 tarihli bozma ilamında sağlık giderlerinin rücuan tazmin edilip edilmeyeceği ile ilgili olarak detaylı ve açık şekilde açıklama yapılmış olması ve bozmaya uyulması ile usuli kazanılmış hak oluşmasına rağmen sağlık giderlerinin dahil edildiği talep miktarının tamamına dair takibinin devamına karar verilmesi isabetsiz olup, yerinde görülmemiştir.
    b-) Davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; ... diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, ... hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkûm edilir” hükmü öngörülmüştür. Buna göre, itirazın iptali davalarında tarafların talebi halinde icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin; sağlık giderlerine dair bozma doğrultusunda karar verilmesi ve alacağın likit olduğu dikkate alınarak hükmolunan meblağ üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum vekili ve davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 26.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi