Esas No: 2021/39843
Karar No: 2022/423
Karar Tarihi: 13.01.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/39843 Esas 2022/423 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanıldığı bir iftira suçundan verilen mahkumiyet kararı, temyiz incelemesine tabi tutuldu. İncelemede, ikinci suçun işlendiği tarihe kadar dava zamanaşımının durduğu göz önünde bulunduruldu ve iftira suçu için zamanaşımı sürelerinin gerçekleşmediği sonucuna varıldı. Resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak ise, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihte başlayan olağanüstü dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği belirlendi. Bu nedenle, sanığın iftira suçu için verilen mahkumiyet kararı onanırken, resmi belgede sahtecilik suçu için verilen karar bozuldu ve sanık hakkındaki kamu davası düşürüldü. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 267/8. maddesi iftira suçunu, 66/1-e ve 67/4. maddeleri ise resmi belgede sahtecilik suçunun cezasının türü ve üst sınırına göre olağanüstü dava zamanaşımı süresini düzenlemektedir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/8-son cümlesi hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarih ile denetim süresi içinde ikinci suçun işlenme tarihi arasındaki dava zamanaşımının duracağını hükme bağlamaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
1)Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suretiyle iftira suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde:
5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 19.09.2012 tarihinden, denetim süresi içinde ikinci suçun işlendiği 01.01.2014 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK’nin 267/8. maddesi uyarınca iftira suçunda dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihte başlayacağından, bu suç bakımından zamanaşımı sürelerinin gerçekleşmediği anlaşılmakla, tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiş 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
2)Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükme yönelik temyiz incelemesinde;
5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 19.09.2012 tarihinden, denetim süresi içinde ikinci suçun işlendiği 0101.2014 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Sanığa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, 07.11.2007 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla, sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun'un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 13.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.