10. Hukuk Dairesi 2017/464 E. , 2017/6120 K.
"İçtihat Metni".....
Dava, davacı ...’in ölüm aylığının kesilmesi ve yersiz ödendiği ileri sürülen aylıkların iadesine ilişkin kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamda belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum tarafından temyiz edilmesi üzerine, yerel Mahkeme tarafından, kararın taraflara tebliğ edilmesine rağmen süresinde temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden bahisle, temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Bu kez, temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararın davacı tarafından yasal süresi içinde temyiz edilmesi üzerine, Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Tebligat Tüzüğünün 28. maddesi 1. fıkrası uyarınca tebliğ memuru adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel olan kimselerden komşu, kapıcı gibi kimselerden veya o yerin amir ve memurlarından soruşturarak beyanı tebliğ mazbatasına yazıp altını imzalatması gerekir. Gösterilen şekil geçerlilik koşuludur.
Somut olayda; davalı Kurum vekiline yapılan gerekçeli karar ve temyiz dilekçesi tebliğinin parçasında, muhatabın işçisi ..... tebliğ edildiği, ilgilinin adreste bulunmama sebebi yazılmadığı anlaşılmaktadır. Gıyabi hükmün davalı Kurum avukatına tebliğ edilirken muhatabın o anda bulunmama nedeni yazılmadığı gibi nerede olduğuna ve “......”ın evrakı almaya yetkili olup olmadığına dair herhangi bir ibarenin de bulunmadığının anlaşılması karşısında, usulüne uygun bir tebliğden bahsedilemeyeceğinden, gerekçeli kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na aykırı ve usulsüz olarak tebliğ edilen davalı kurum vekilinin 07.11.2016 günü temyiz yoluna başvurduğu belirgin olmakla, temyiz başvurusunun yasal süresi içinde gerçekleştiğinin kabulü ile “temyiz isteminin reddi” kararının kaldırılmasına,
2-) Davacının işin esasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece fiilen birlikte yaşama olgusunun varlığının veya yokluğunun tespitine yetecek kadar kanıt toplanmaksızın, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu
./...
tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
Bu aşamada, özellikle Anayasa"nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu"nun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanunu"nun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili nüfus müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili nüfus müdürlüğünden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, medula sisteminde kayıtlarda görülen adresler ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, eşlerin boşanma sebebi, boşanma ilamında velayet, çocukla kişisel ilişki, nafaka, tazminat hükümleri varsa nasıl yerine getirildikleri belirlenmeli, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise ödeme için adına açılan banka hesabında kayıtlı yerleşim yeri saptanmalı, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı...... Komutanlığı araştırması yapılmalı, anılan mahallelerde görev yapmış/yapmakta olan muhtar ve azalardan istem hakkında düşünce edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
5510 sayılı Kanunun 59/2. maddesi uyarınca Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerli olup, aksinin ancak eşdeğerde belgelerle ispatı gerektiği göz önünde tutularak mahkemece fiili birlikteliğe yönelik araştırmanın ihtilaf konusu dönemlere ilişkin yapılması gerekmektedir.
Dolayısıyla yukarıda belirtilen hususlar ve ilkeler çerçevesinde, mahkemece yapılacak iş; davacı ile boşandığı eşinin kayıtlı adresleri yönünden ayrı ayrı geniş kapsamlı, titizlikle ve gerekirse bilgi edinilen şahısların isim yada sıfatları da tutanağa eklenmek suretiyle yeniden kolluk araştırması yapılmalı, beyan edilen adreslerde fiilen oturup oturmadıkları, birlikte yaşayıp yaşamadıkları kolluk marifetiyle araştırılmalı, medula sisteminde davacı ve eşinin kayıtlarda görülen adresleri ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, dava konusu dönem esas alınarak, davacının ve eşinin ayrı ayrı kayıtlı adresleri itibariyle, ilgili oldukları seçim kurullarından talep sonuna kadar icra edilen seçimlere ilişkin ayrıntılı seçmen bilgi kayıtları dosya arasına alınarak adres, sandık, sıra noları karşılaştırılmalı; böylece “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun mevcut olup olmadığı, kurum denetmenleri tarafından düzenlenen raporların da aksi ispat edilinceye kadar geçerli belge olduğu ve aksinin de eşdeğer belgelerle kanıtlanması gerektiği de gözetilerek, toplanan tüm
../...
kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
....