Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Kasıtlı suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kastı, suçun işleniş biçimi ile meydana gelen tehlikenin ağırlığı nazara alınmak suretiyle TCK’nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, sanığın 217 promil alkollü olarak kullandığı araçla kırmızı ışık ihlali yaparak başka bir araçla çarpışarak kendi aracında bulunan eşi ve oğlunun basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmalarına sebebiyet verdiği de gözetilerek, alt sınırdan uzaklaşılarak hak ve nasafete uygun bir cezaya hükmedilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, trafik ekiplerinin kullandığı alkolmetrenin hatalı olduğuna yönelik yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanık hakkında hükmedilen adli para cezası hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün B4. fıkrasının hükümden çıkarılmak suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.