3. Ceza Dairesi Esas No: 2019/19292 Karar No: 2020/4054 Karar Tarihi: 27.02.2020
Kasten yaralama - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/19292 Esas 2020/4054 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından Mehmet ve Hasan'a kasten yaralama suçundan mahkumiyet kararı verildi. Temyiz incelemesi sırasında Anayasa Mahkemesinin TCK'nin 53. maddesi ile ilgili bir kısmı iptal ettiği ancak bu durumun infaz aşamasında dikkate alınabileceği belirtildi. Sanıkların temyiz sebepleri reddedilerek hükümlerin onanması kararlaştırıldı. Ancak diğer bir sanık hakkında kırık artırım oranı belirlenirken hatalı işlem yapıldığı ve ceza miktarının orantılılık ilkesini ihlal ettiği gerekçesiyle kararın bozulması gerektiği belirtildi. Bu nedenle, 5237 sayılı TCK'nin 86 ve 87. maddeleri ve 53. maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin ilgili kararı ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi kararın dayandığı kanun maddeleri olarak belirtildi.
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: 1)Sanıklar Mehmet ve Hasan hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelen temyiz sebeplerinin incelenmesinde; Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararı ile TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş ise de; bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanıkların yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA, 2)Sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz sebeplerinin incelenmesinde; a)Mağdur hakkında Nazilli Devlet Hastanesi tarafından 21.01.2015 tarihli adli muayene raporunda burun kemiğinde kırık olduğunun tespit edilmesi karşısında, kemik kırığının hayat fonksiyonlarını kaçıncı derecede etkilediğinin rakamsal olarak belirtilmediği anlaşılmakla, mağdurun geçici ve kesin raporları ile yaralanmasına ilişkin tüm tıbbi evrakları en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğüne gönderilerek, kırığın derecesini de içerir şekilde 5237 sayılı TCK"nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre rapor aldırılması ve sonucuna göre kırık artırım oranının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, b)Mağdurun kemik kırığının hayat fonksiyonlarını hafif derecede etkileyecek nitelikte olduğunun kabul edilmesine göre, 5237 sayılı TCK"nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre cezanın yarısına kadar artırılabileceğinin öngörülmesi, adli tıp kriterlerinde de kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını etkileme derecelerinin hafif (1. derece), orta (2. ve 3. derece) ve ağır (4., 5. ve 6. derece) olarak sınıflandırılması karşısında, 5237 sayılı TCK"nin 87/3. maddesi uyarınca kırığın hayat fonksiyonlarına etkisi dikkate alınarak makul oranda bir artırım yapılması gerekirken, 5237 sayılı TCK"nin 3. maddesindeki orantılılık ilkesini ihlal edecek şekilde (1/4) oranında artırım yapılmak suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini, c)5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi gereğince hak yoksunları uygulanırken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas - 2015/85 Kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerden 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince istem gibi BOZULMASINA, 27.02.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.