10. Hukuk Dairesi 2017/3079 E. , 2017/6117 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi
Ödeme emrinin ve haczin iptali ile borçlu olmadığının tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince ilâmda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum avukatınca istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesince verilen kararın davacı avukatınca temyiz edilmesi ve duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.09.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü davacı adına Av. ... ile davalı Kurum adına Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
I-İSTEM
Davacı, süresinde ödenmeyen prim borçlarının tahsili amacıyla 6183 sayılı Yasa uyarınca başlatılan takipte gönderilen ödeme emrine konu prim borcunun zamanaşımına uğradığını, ödeme emrinin usulüne uygun düzenlenmediğini, prim borçlusu şirkette temsil ilzam yetkisinin bulunmadığını beyanla ödeme emrinin iptalini istemiştir.
II-CEVAP
Davalı ..., davaya konu ödeme emrinin 17.04.2013 tebliğ tarihi gözetildiğinde hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, ödeme emrinin 6183 sayılı Yasanın 58.madde kapsamında usulüne uygun düzenlenmediği gibi, tebliğinin de usulsüz olduğunu beyanla davanın kabulüne karar vermiştir.
Davalı ... vekilince süresinde verilen İstinaf yolu dilekçesiyle, ödeme emrinin usulünce yapıldığı, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddi gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B-BAM KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi ....Hukuk Dairesi 08.02.2017 gün ve 2016/234-2017/75 sayılı ilamı ile; ödeme emrinin 17.04.2013 tarihinde usulünce tebliğ edilmiş olması ve giderek, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından bahisle istinaf başvurularının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, ödeme emrinin usule uygun düzenlenmediği gibi, usulünce de tebliğ edilmediği gerekçeleriyle kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davacının ortağı ve 26.05.2010 tarihinden itibaren de yönetim kurulu üyesi olduğu ... Şirkete ait süresinde ödenmeyen 2010 yılı 12.ay ile 2011 yılı 9. aylar arası döneme ilişkin prim ve fer’i borçların tahsili amacıyla 2012/15699 ve 2012/15700 sayılı takip dosyaları üzerinden gönderilen ödeme emirleri, davacıya “... Mahallesi ... Yolu Sokak No: 83/5 ...” adresinde ve “Daimi işçi ... imzasına” 17.04.2013 tarihinde tebliğ edilmesi ve davanın 16.06.2016 tarihinde açılması sonucu 7 günlük hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, söz konusu hüküm eksik incelemeye dayalıdır.
Dosya kapsamındaki tebliğ evrakı incelendiğinde, davacı adına düzenlenen ödeme emrinin, mernis adresi olduğundan bahisle “... Mahallesi ... Yolu Sokak No: 83/5 ...” adresinde ve “Daimi işçi ... imzasına” 17.04.2013 tarihinde tebliğ edildiği (işyeri yetkili temsilcinin bulunmadığı yönünde herhangi bir şerh olmaksızın) anlaşılmıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Yasa"nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Aynı Kanun"un "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesine, 6099 sayılı Yasa"nın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır.
7201 sayılı Yasa"nın 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin Kanun gerekçesinde, kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son
adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 sayılı Kanun"a göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.
İnceleme konusu olayda, davacı adına düzenlenen ödeme emrinin, mernis adresi olduğundan bahisle “... Mahallesi ... Yolu Sokak No: 83/5 ...” adresinde ve “Daimi işçi ... imzasına” 17.04.2013 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, mernis adresi olduğu belirtilen anılan adreste daimi işçi imzasına yapılan tebliğ hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir. Dolayısıyla tebliğ yapılan adresin mernis adresi mi? İşyeri adresi mi? Olup olmadığı; mernis adresi ise, daimi işçi ...’ye tebligatın ne suretle yapıldığı; işyeri adresi ise, işyeri yetkili temsilcinin bulunmadığı yönündeki şerhin tebliğ evrakında yer almama nedenleri gibi hususlar da araştırılıp irdelenerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, hükmü temyiz eden davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi ....Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, davacı avukatı yararına takdir edilen 1.480,00 TL duruşma avukatlık parasının davalı ..."na yükletilmesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.